EliteDizqn
Active member
“Gökyüzüyle tıpkı renge bürünüp Yalnızlık Bakanlığı’nı kuruyoruz.”
Sanat gazetecisi Menekşe Gülben, birinci hikaye toplamı “Yalnızlık Bakanlığı”’nda anlattığı yalnızlık biçimleriyle toplumsal bir sorun haline gelen yalnızlığın boyutlarını irdeliyor ve yeni bir harekete davet yapıyor;
“Yalnızlık Bakanlığı kurulabilir mi?”
Sanat gazetecisi Menekşe Gülben birinci kitabında alternatif bir benlik oluşturuyor ve bir salyangozun ağzından yalnızlığa dair dokuz hikaye yazıyor. Her hikayede kendinizi bulduğunuz bir seyahatte onun yalnızlık bakanlığına, yıkılan kulelerine, salyangozunun kalbine, büyülü divanına konuk oluyorsunuz.
Hikaye toplamının ismi olan “Yalnızlık Bakanlığı”, tıpkı isimdeki hikayede Serap isimli bir mendilci kızın ülkedeki yalnızlar için büyüyünce Ankara’ya gidip Yalnızlık Bakanlığı’nı kurma hayalini anlatıyor. İngiltere’de kurulan birinci Yalnızlık Bakanlığı’nın akabinde Japonya’nın da geçtiğimiz yıl Yalnızlık Bakanlığı’nı kurması milyonlarca insanın yalnızlıktan muzdarip olmasının resmi olarak fark edilmesi manasına gelirken, kitabın ismine de bu vesile ile ilham kaynağı oluyor.
Yalnızlık Bakanlığı’nın ülkemizce de kurulması konusunda edebiyatın gücünü kullanarak bir davet yapmayı amaçlayan müellif, yarattığı karakterler üzerinden, yalnızlığın kimi vakit bir insan kimi vakit bir hayvan vücudunda nasıl yaralar açtığını içsel dünyalarının tahliliyle okuyuculara aktarıyor.
Hermafrodit bir canlı tipi olan salyangoz toplumsal cinsiyete vurgu yaparken; kitabın kapağında yer alan şimdiki sanatın en kıymetli isimlerinden Gülsün Karamustafa’nın 2013 yılında üretilen ve Salt Galata’da sergilenmiş olan “Çifte Hakikat” enstalasyonu tıpkı vurguya dikkat çekiyor.
***
“Bak abla, gökyüzüyle birebir renktesin artık. Bildin mi benim dünyamı artık?”
“Bildim.”
***
Yalnızca bölüyordum, kimi vakit ikiye, kimi vakit üçe, kimi vakit beşe. Bölerek öldürüyordum babalarımı, gelmiş geçmiş tüm babalarımı öldürdüğüm üzere, onu da dört buçuk ay evvel bölerek öldürmüştüm. Vicdanımla kalbim içinde nefessiz, ışığı yakamadığım, önüme bakamadığım harabe bir yerdeyim.
***
Ne de olsa sular bir daha çekilecek, lakin aylar gerek. Suyun çekilmesi, minarenin yenide görünmesi ve hatırlaması için bir kalbin. Aylar.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Sanat gazetecisi Menekşe Gülben, birinci hikaye toplamı “Yalnızlık Bakanlığı”’nda anlattığı yalnızlık biçimleriyle toplumsal bir sorun haline gelen yalnızlığın boyutlarını irdeliyor ve yeni bir harekete davet yapıyor;
“Yalnızlık Bakanlığı kurulabilir mi?”
Sanat gazetecisi Menekşe Gülben birinci kitabında alternatif bir benlik oluşturuyor ve bir salyangozun ağzından yalnızlığa dair dokuz hikaye yazıyor. Her hikayede kendinizi bulduğunuz bir seyahatte onun yalnızlık bakanlığına, yıkılan kulelerine, salyangozunun kalbine, büyülü divanına konuk oluyorsunuz.
Hikaye toplamının ismi olan “Yalnızlık Bakanlığı”, tıpkı isimdeki hikayede Serap isimli bir mendilci kızın ülkedeki yalnızlar için büyüyünce Ankara’ya gidip Yalnızlık Bakanlığı’nı kurma hayalini anlatıyor. İngiltere’de kurulan birinci Yalnızlık Bakanlığı’nın akabinde Japonya’nın da geçtiğimiz yıl Yalnızlık Bakanlığı’nı kurması milyonlarca insanın yalnızlıktan muzdarip olmasının resmi olarak fark edilmesi manasına gelirken, kitabın ismine de bu vesile ile ilham kaynağı oluyor.
Yalnızlık Bakanlığı’nın ülkemizce de kurulması konusunda edebiyatın gücünü kullanarak bir davet yapmayı amaçlayan müellif, yarattığı karakterler üzerinden, yalnızlığın kimi vakit bir insan kimi vakit bir hayvan vücudunda nasıl yaralar açtığını içsel dünyalarının tahliliyle okuyuculara aktarıyor.
Hermafrodit bir canlı tipi olan salyangoz toplumsal cinsiyete vurgu yaparken; kitabın kapağında yer alan şimdiki sanatın en kıymetli isimlerinden Gülsün Karamustafa’nın 2013 yılında üretilen ve Salt Galata’da sergilenmiş olan “Çifte Hakikat” enstalasyonu tıpkı vurguya dikkat çekiyor.
***
“Bak abla, gökyüzüyle birebir renktesin artık. Bildin mi benim dünyamı artık?”
“Bildim.”
***
Yalnızca bölüyordum, kimi vakit ikiye, kimi vakit üçe, kimi vakit beşe. Bölerek öldürüyordum babalarımı, gelmiş geçmiş tüm babalarımı öldürdüğüm üzere, onu da dört buçuk ay evvel bölerek öldürmüştüm. Vicdanımla kalbim içinde nefessiz, ışığı yakamadığım, önüme bakamadığım harabe bir yerdeyim.
***
Ne de olsa sular bir daha çekilecek, lakin aylar gerek. Suyun çekilmesi, minarenin yenide görünmesi ve hatırlaması için bir kalbin. Aylar.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı