EliteDizqn
Active member
İç Hastalıkları (Dâhiliye) Uzmanı Prof. Dr. Serap Yavuzer, anemi (kansızlık) hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu.
Aneminin ya da halk içinde bilinen ismiyle kansızlığın, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini etkilediği için kıymetli bir global sıhhat sorunu olduğunu dikkat çeken Prof. Dr. Serap Yavuzer, “Gelişmiş ülkelerde rastgele bir niçinle hastaneye başvuran hastaların yüzde 30’undan fazlasında anemi saptanırken, bu oranın gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Tüm kan hastalıkları ortasında en sık görülen hastalık anemidir” diye konuştu.
ANEMİ KRONİK HASTALIKLARI TETİKLİYOR
Aneminin nasıl oluştuğundan bahseden Prof. Dr. Yavuzer, “Anemi, kanda kırmızı kan hücresi olarak bilinen alyuvarların çeşitli niçinlerle sayılarının azalması (kemik iliğinde üretimde azalma, yıkıma bağlı azalma, kan kaybı ve ya sıvı yüklenmesi) yahut bu hücrelerin ortasında bulunan hemoglobin miktarının azalması/anormal üretimi kararı yıkımı ile ortaya çıkmaktadır. Kemik iliğindeki alyuvar üretimi; hem lösemi, lenfoma üzere kan hastalıklarının kemik iliğini direkt etkilemesi birebir vakitte romatizmal hastalıklardan iltihabi bağırsak hastalıklarına kadar birfazlaca kronik hastalığın dolaylı etkilemesi kararı azalabilmektedir” sözlerini kullandı.
Prof. Dr. Yavuzer, şu biçimde konuştu:
“Yıkım artışının sebebi otoimmun olabileceği üzere herediter sferositoz ve orak hücreli anemi üzere bozuk hücre üretimine bağlı yıkımın arttığı hastalıklarla da olabilir. Bilhassa Akdeniz bölgesinde ortaya çıkan kalıtsal hastalık Akdeniz anemisi (talasemi) de genetik bir bozukluk ile olağan hemoglobin üretemediğinden anemiye sebep olur.
Alyuvarların kemik iliğinde yanlışsız üretimi için demir, B12 vitamini ve folik asit üzere vitamin ve minerallerin de kâfi alımı ve emilimi gerekmektedir. Bunların eksikliğinde de anemi gelişir. Aneminin altında birfazlaca niye olabileceğinden anemi teşhisinden daha sonra altta yatan sebebi bulmak tedaviyi planlamak için pek kıymetlidir.”
DEMİR EKSİKLİĞİ EN KIYMETLİ niçinİ
Dünyada anemiler ortasında en sık sebebin demir eksikliği olduğunu lisana getiren Prof. Dr. Yavuzer, şu ayrıntıları paylaştı:
“Anemi, bayanlarda erkeklerden daha fazla görülmektedir. Demir eksikliğinin niçinleri çoğunlukla çocuklar ve ergenlerde beslenme yetersizliği, bayanlarda ağır görülen adet kanamaları, ileri yaş şahıslarda kanserler ve her yaş gurubunda kan sulandırıcılar, ağrı kesicilerin kullanmasına bağlı mide-bağırsak üzere sindirim sistemi kanamalarıdır. Hemoglobin alyuvarlar ortasında demir taşıyan değerli bir protein olup ana bakılırsavi oksijeni akciğerlerden tüm dokulara taşımaktır.
Hemoglobin olağan pahası yaş ve cinsiyete nazaran değişmektedir. Dünya Sıhhat örgütü (WHO); yetişkinlerde hemoglobin düzeyinin bayanlarda 12 gram/desilitre, erkeklerde 13 gram/desilitre ve gebeler için 12 gram/desilitre altında olmasını anemi olarak tanımlamaktadır. ötürüsıyla hemoglobin bu düzeylerin altında iken tüm organ ve dokulara giden oksijen azalacağından, anemi derecesi ile orantılı olarak biroldukça klinik duruma niye olacaktır.”
KONSANTRASYON ZAHMETİ VE UNUTKANLIK ÜZERE ŞİKÂYETLERE DİKKAT
Anemisi olan hastada hastalığın niçinlerinden bağımsız olarak biroldukca şikâyetin benzeri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yavuzer, “Hastalar çoğunlukla çabuk yorulma, merdiven çıkmada zorluk, eforla gelen çarpıntı ve nefes darlığı, ciltte solukluk, baş dönmesi, kramplar, uyku sorunları, saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma ve biçim değişikliği, konsantrasyon kuvvetliğü ve unutkanlık üzere şikayetlerle başvurmaktadır. Daha az sıklıkta da toprak ve buz yeme isteği, şiş ve kırmız lisan, dudak kenarında çatlaklar, cilt ve gözlerde sararma, el-ayaklarda uyuşma, duyu kusuru, tüm eklemelerde ağrı ve sonluluk ile başvurabilirler. Hatta hastalar ağır anemilerin niye olduğu kalp krizi tablosu ile de karşımıza gelebilirler” açıklamasında bulundu.
ANEMİ TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK
Anemi tedavisinin her vakit niçine yönelik olması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yavuzer, şu biçimde konuştu:
“Hayati tehlikesi olan anemi hastalarında süratli kan transferleri, demir eksikliği olanlarda ağızdan hap ve ya damardan serum halinde demir dayanak tedavileri tercih edilebilir. B12 ve folat eksikliğinde ek vitamin tedavileri, kronik böbrek yetmezliğinde kemik iliğinde alyuvar üretimini uyarıcı eritropoetin hormon tedavisi, otoimmun ve kemik iliğini tutan hastalıklarda hastalıkların tedavisi ile anemiler tedavi edilebilir. Lakin altta yatan niçine yönelik araştırmaların yapılmaması, uygunsuz tedavilerin verilmesi, hasta uyumsuzluğu (tedaviyi yan tesirden yahut mühlet uzunluğu üzere niçinlerle eksik bırakması) üzere etmenler anemiyi tedavisi sıkıntı bir halk sıhhati sorunu haline getirmektedir.”
Aneminin ya da halk içinde bilinen ismiyle kansızlığın, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini etkilediği için kıymetli bir global sıhhat sorunu olduğunu dikkat çeken Prof. Dr. Serap Yavuzer, “Gelişmiş ülkelerde rastgele bir niçinle hastaneye başvuran hastaların yüzde 30’undan fazlasında anemi saptanırken, bu oranın gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Tüm kan hastalıkları ortasında en sık görülen hastalık anemidir” diye konuştu.
ANEMİ KRONİK HASTALIKLARI TETİKLİYOR
Aneminin nasıl oluştuğundan bahseden Prof. Dr. Yavuzer, “Anemi, kanda kırmızı kan hücresi olarak bilinen alyuvarların çeşitli niçinlerle sayılarının azalması (kemik iliğinde üretimde azalma, yıkıma bağlı azalma, kan kaybı ve ya sıvı yüklenmesi) yahut bu hücrelerin ortasında bulunan hemoglobin miktarının azalması/anormal üretimi kararı yıkımı ile ortaya çıkmaktadır. Kemik iliğindeki alyuvar üretimi; hem lösemi, lenfoma üzere kan hastalıklarının kemik iliğini direkt etkilemesi birebir vakitte romatizmal hastalıklardan iltihabi bağırsak hastalıklarına kadar birfazlaca kronik hastalığın dolaylı etkilemesi kararı azalabilmektedir” sözlerini kullandı.
Prof. Dr. Yavuzer, şu biçimde konuştu:
“Yıkım artışının sebebi otoimmun olabileceği üzere herediter sferositoz ve orak hücreli anemi üzere bozuk hücre üretimine bağlı yıkımın arttığı hastalıklarla da olabilir. Bilhassa Akdeniz bölgesinde ortaya çıkan kalıtsal hastalık Akdeniz anemisi (talasemi) de genetik bir bozukluk ile olağan hemoglobin üretemediğinden anemiye sebep olur.
Alyuvarların kemik iliğinde yanlışsız üretimi için demir, B12 vitamini ve folik asit üzere vitamin ve minerallerin de kâfi alımı ve emilimi gerekmektedir. Bunların eksikliğinde de anemi gelişir. Aneminin altında birfazlaca niye olabileceğinden anemi teşhisinden daha sonra altta yatan sebebi bulmak tedaviyi planlamak için pek kıymetlidir.”
DEMİR EKSİKLİĞİ EN KIYMETLİ niçinİ
Dünyada anemiler ortasında en sık sebebin demir eksikliği olduğunu lisana getiren Prof. Dr. Yavuzer, şu ayrıntıları paylaştı:
“Anemi, bayanlarda erkeklerden daha fazla görülmektedir. Demir eksikliğinin niçinleri çoğunlukla çocuklar ve ergenlerde beslenme yetersizliği, bayanlarda ağır görülen adet kanamaları, ileri yaş şahıslarda kanserler ve her yaş gurubunda kan sulandırıcılar, ağrı kesicilerin kullanmasına bağlı mide-bağırsak üzere sindirim sistemi kanamalarıdır. Hemoglobin alyuvarlar ortasında demir taşıyan değerli bir protein olup ana bakılırsavi oksijeni akciğerlerden tüm dokulara taşımaktır.
Hemoglobin olağan pahası yaş ve cinsiyete nazaran değişmektedir. Dünya Sıhhat örgütü (WHO); yetişkinlerde hemoglobin düzeyinin bayanlarda 12 gram/desilitre, erkeklerde 13 gram/desilitre ve gebeler için 12 gram/desilitre altında olmasını anemi olarak tanımlamaktadır. ötürüsıyla hemoglobin bu düzeylerin altında iken tüm organ ve dokulara giden oksijen azalacağından, anemi derecesi ile orantılı olarak biroldukça klinik duruma niye olacaktır.”
KONSANTRASYON ZAHMETİ VE UNUTKANLIK ÜZERE ŞİKÂYETLERE DİKKAT
Anemisi olan hastada hastalığın niçinlerinden bağımsız olarak biroldukca şikâyetin benzeri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yavuzer, “Hastalar çoğunlukla çabuk yorulma, merdiven çıkmada zorluk, eforla gelen çarpıntı ve nefes darlığı, ciltte solukluk, baş dönmesi, kramplar, uyku sorunları, saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma ve biçim değişikliği, konsantrasyon kuvvetliğü ve unutkanlık üzere şikayetlerle başvurmaktadır. Daha az sıklıkta da toprak ve buz yeme isteği, şiş ve kırmız lisan, dudak kenarında çatlaklar, cilt ve gözlerde sararma, el-ayaklarda uyuşma, duyu kusuru, tüm eklemelerde ağrı ve sonluluk ile başvurabilirler. Hatta hastalar ağır anemilerin niye olduğu kalp krizi tablosu ile de karşımıza gelebilirler” açıklamasında bulundu.
ANEMİ TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK
Anemi tedavisinin her vakit niçine yönelik olması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yavuzer, şu biçimde konuştu:
“Hayati tehlikesi olan anemi hastalarında süratli kan transferleri, demir eksikliği olanlarda ağızdan hap ve ya damardan serum halinde demir dayanak tedavileri tercih edilebilir. B12 ve folat eksikliğinde ek vitamin tedavileri, kronik böbrek yetmezliğinde kemik iliğinde alyuvar üretimini uyarıcı eritropoetin hormon tedavisi, otoimmun ve kemik iliğini tutan hastalıklarda hastalıkların tedavisi ile anemiler tedavi edilebilir. Lakin altta yatan niçine yönelik araştırmaların yapılmaması, uygunsuz tedavilerin verilmesi, hasta uyumsuzluğu (tedaviyi yan tesirden yahut mühlet uzunluğu üzere niçinlerle eksik bırakması) üzere etmenler anemiyi tedavisi sıkıntı bir halk sıhhati sorunu haline getirmektedir.”