EliteDizqn
Active member
‘Göz Tansiyonu” yahut halk içinde ‘Karasu Hastalığı’ olarak isimlendirilen glokom, göz içi basıncının yükselmesi kararı oluşan göz hududu harabiyeti biçiminde tanımlanır. Sık gözlenen, erken tanınıp tedavi edilmediği durumda kalıcı görme kaybına yol açan bir göz hastalığıdır.
Olağan kurallarda gözümüzün içerisinde “Aköz sıvı” diye de bilinen bir sıvı vardır ve bu göz içi sıvısı eş vakitli olarak birtakım yollarla (trabeküler ağ) gözü terk eder. Göz tansiyonu hastalığında, göz içi sıvısının dışa akım yolunda çıplak gözle görülmeyecek boyutta bir tıkanıklık oluşur ve bunun kararında artan bu göz içi sıvısı, göz içi basıncının artmasına yol açar.
Artan göz içi basıncı da optik hudut olarak da bilinen görme hududuna bası yoluyla ziyan vererek, sonun geriye dönüşümsüz harabiyetine yol açar.
Son olarak, Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Cem Mesçi, sinsi bir biçimde ilerleyebilen glokom hastalığına ait ikazlarda bulunarak tedavi halleri hakkında bilgi verdi.
ŞAHSA ÖZEL AMAÇ BASINÇ KRİTERİNİ DİKKATE ALMAK GEREKİR
Bireye özel amaç basınç kriterinin dikkate alınması gerektiğini tabir eden Mesçi, “Örneğin ileri yaş, diyabet, kalp ve damar hastalığı olan hastalarda optik sonun besleyici damarsal yapısı bozuk olacağı için glokom hasarı daha düşük basınç artışlarında da olabilirken, genç hastalarda daha yüksek basınçlarda hiç optik hudut hasarı olmadan ilaçsız yönetim edebilir. bu biçimde şahsa özel amaç basınç kriterini dikkate almak gerekir. Şayet gaye basınç istenen düzeyde değilse hastaya ilaç başlanır” diye konuştu.
Prof. Dr. Cem Meşçi; ayrıyeten hastanın aile hikayesi ve kortizonlu damla hassaslığının tespitinin de kıymetli olduğunu, kortizonlu damlalar basıncı glokom istikametinden yatkın hastalarda daha hayli artırdığına dair açıklamalarda bulundu.
FARKINDA OLMADAN GÖRME ALANINDA DARALMAYA SEBEP OLUR
Glokomda genelde ağrı şikayeti olmadığını ve bu yüzden sinsi bir biçimde ilerlediğini kaydeden Mesçi, “Glokomda ağrı şikayeti genelde olmaz. Bu yüzden glokom fazlaca sinsi hastalıktır ve farkında olmadan yıllar ortasında görme alanını daraltır, daralmanın ilerlemesi ile evvel tünel vizyon, daha sonrasında körlüğe gdolayır. Lakin akut glokom krizlerinde farklı olarak basınç ansızın 3- 4 katına çıkar, bu genelde olanın tersine yavaş ve sinsi seyretmez, kaş ve göz bölgesinde ağrı, görmede ani bulutlanma yapar” açıklamasında bulundu.
Glokom hastalığının teşhisi öncesi dikkat edilmesi gereken süreçleri açıklayan Mesçi şu ayrıntıları verdi:
Prof. Dr. Cem Mesçi, günümüzde epeyce sayıda farklı aygıt ve tekniklerle bu hastalığın tedavisi yapıldığını, glokom cerrahisinin takip gerektiren incelikli bir cerrahi olduğunu söylemiş oldu.
Olağan kurallarda gözümüzün içerisinde “Aköz sıvı” diye de bilinen bir sıvı vardır ve bu göz içi sıvısı eş vakitli olarak birtakım yollarla (trabeküler ağ) gözü terk eder. Göz tansiyonu hastalığında, göz içi sıvısının dışa akım yolunda çıplak gözle görülmeyecek boyutta bir tıkanıklık oluşur ve bunun kararında artan bu göz içi sıvısı, göz içi basıncının artmasına yol açar.
Artan göz içi basıncı da optik hudut olarak da bilinen görme hududuna bası yoluyla ziyan vererek, sonun geriye dönüşümsüz harabiyetine yol açar.
Son olarak, Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Cem Mesçi, sinsi bir biçimde ilerleyebilen glokom hastalığına ait ikazlarda bulunarak tedavi halleri hakkında bilgi verdi.
ŞAHSA ÖZEL AMAÇ BASINÇ KRİTERİNİ DİKKATE ALMAK GEREKİR
Bireye özel amaç basınç kriterinin dikkate alınması gerektiğini tabir eden Mesçi, “Örneğin ileri yaş, diyabet, kalp ve damar hastalığı olan hastalarda optik sonun besleyici damarsal yapısı bozuk olacağı için glokom hasarı daha düşük basınç artışlarında da olabilirken, genç hastalarda daha yüksek basınçlarda hiç optik hudut hasarı olmadan ilaçsız yönetim edebilir. bu biçimde şahsa özel amaç basınç kriterini dikkate almak gerekir. Şayet gaye basınç istenen düzeyde değilse hastaya ilaç başlanır” diye konuştu.
Prof. Dr. Cem Meşçi; ayrıyeten hastanın aile hikayesi ve kortizonlu damla hassaslığının tespitinin de kıymetli olduğunu, kortizonlu damlalar basıncı glokom istikametinden yatkın hastalarda daha hayli artırdığına dair açıklamalarda bulundu.
FARKINDA OLMADAN GÖRME ALANINDA DARALMAYA SEBEP OLUR
Glokomda genelde ağrı şikayeti olmadığını ve bu yüzden sinsi bir biçimde ilerlediğini kaydeden Mesçi, “Glokomda ağrı şikayeti genelde olmaz. Bu yüzden glokom fazlaca sinsi hastalıktır ve farkında olmadan yıllar ortasında görme alanını daraltır, daralmanın ilerlemesi ile evvel tünel vizyon, daha sonrasında körlüğe gdolayır. Lakin akut glokom krizlerinde farklı olarak basınç ansızın 3- 4 katına çıkar, bu genelde olanın tersine yavaş ve sinsi seyretmez, kaş ve göz bölgesinde ağrı, görmede ani bulutlanma yapar” açıklamasında bulundu.
Glokom hastalığının teşhisi öncesi dikkat edilmesi gereken süreçleri açıklayan Mesçi şu ayrıntıları verdi:
- Glokom bilhassa 40 yaş üstünde rutin denetim gerektiren bir hastalıktır.
- hiç bir şikayet olmasa dahi tüm muayenelerde göz içi basınçları ölçülmeli ve göz tabanı muayenesi yapılmalıdır.
- Göz basıncı ölçülürken kornea yani ön katman kalınlığı da ölçülmelidir.
- Ön katman kornea kimi vakit epey kalın olduğu hastalarda basınç yalancı yüksek, ince olduğu olgularda yalancı düşük çıkar.
- Kalınlık ve incelik durumu çizelge ile değerlendirilip gerçek bedeller hesaplanır.
Prof. Dr. Cem Mesçi, günümüzde epeyce sayıda farklı aygıt ve tekniklerle bu hastalığın tedavisi yapıldığını, glokom cerrahisinin takip gerektiren incelikli bir cerrahi olduğunu söylemiş oldu.