EsraBetül
Member
Beyoğlu’nun sembol yerlerinden Alkazar Sineması, “Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin son gününde kapılarını bir daha sanatseverlere açtı. Açılışta konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Alkazar Sineması’nın 100 yıllık geçmişine atıfta bulunarak, onarımın akabinde epey hoş bir yapı ortaya çıktığını söylemiş oldu.
Binanın dijital bir sanat yapıtıyla açıldığının altını çizen Demircan, “(Alkazar Sineması) Kendisi ile iftihar ettiğimiz, Refik Anadol ile hoş bir başlangıç yaptı. Teknoloji ancak değişik bir anlayışla eskinin içine yeni bir bakış açısı koymaya çalıştı. Bugün ortasında bulunduğumuz stant, burada 1940’lardan kapanıncaya kadar gösterilmiş 150 sinemadan kareler bulunduruyor. O karelerin altında, burada yaşanmış hislerimizi, kültürümüzü, sinemamıza ilişkin hoşlukları yeni bir sanatla, dijital sanatla, her insanın hoşlanacağı bir hale getirdi” dedi.
Demircan, durumu “sanatın ortasında sanat” olarak kıymetlendirerek, şu ayrıntıları verdi:
“ötürüsıyla hem sinema kültürümüze dikkat çekiyor birebir vakitte milyonlarca kareyi, bu biçimde akıllı bir prosedürle hepimizin ilgisine, beğenisine sunuyor. İşte buna tam da ‘Kökü mazide ati’ diyoruz yani kökü geçmişte gelecek. aslına bakarsanız kültür ve sanat da bu biçimde bir şey değil mi? Kültür, bizi biz yapan geçmiştir. Sanat da ondan aldığımız ilhamla günü yaşamak, yeni kanılar, yeni yaklaşımlar üreterek vizyon katmak ve bize hitap eden yaklaşımları ortaya koymaktır. Kültür ve sanat esasen tam da budur.”
REFİK ANADOL’UN “ALKAZAR’IN RÜYASI” YAPITI ZİYARETE AÇILDI
“Alkazar Rüyası” isimli interaktif enstalasyonu binada sergilenen ünlü sanatçı Refik Anadol ise yapıtını Nike Türkiye’nin katkılarıyla hazırladığını söyleyerek, “Alkazar Sineması’nın tarihi belleğini temsilen 1947-2010 yılları içinde bu sinemada, bu salonda oynamış 150’ye yakın sinemanın, yapay zekadan geçerek tekrar 3 boyutlu biçimde izleyiciyle buluşmasıdır. Dünyada birinci sefer bu kadar büyük sayıda datanın, sinema yapıtının yapay zekadan geçerek bir performansa dönüşmesinin öyküsü aslında. Toplumsal hafızada epeyce değerli bir yeri olan, hem Türk sinemasının birebir vakitte mekansal hafızası kıymetli olan bu yapının, bir nevi yapay zekayla onarımı üzere de düşünebiliriz” diye konuştu.
Anadol, yapıtın iki kısımdan oluştuğunu lisana getirerek, şunları söylemiş oldu:
Binanın dijital bir sanat yapıtıyla açıldığının altını çizen Demircan, “(Alkazar Sineması) Kendisi ile iftihar ettiğimiz, Refik Anadol ile hoş bir başlangıç yaptı. Teknoloji ancak değişik bir anlayışla eskinin içine yeni bir bakış açısı koymaya çalıştı. Bugün ortasında bulunduğumuz stant, burada 1940’lardan kapanıncaya kadar gösterilmiş 150 sinemadan kareler bulunduruyor. O karelerin altında, burada yaşanmış hislerimizi, kültürümüzü, sinemamıza ilişkin hoşlukları yeni bir sanatla, dijital sanatla, her insanın hoşlanacağı bir hale getirdi” dedi.
Demircan, durumu “sanatın ortasında sanat” olarak kıymetlendirerek, şu ayrıntıları verdi:
“ötürüsıyla hem sinema kültürümüze dikkat çekiyor birebir vakitte milyonlarca kareyi, bu biçimde akıllı bir prosedürle hepimizin ilgisine, beğenisine sunuyor. İşte buna tam da ‘Kökü mazide ati’ diyoruz yani kökü geçmişte gelecek. aslına bakarsanız kültür ve sanat da bu biçimde bir şey değil mi? Kültür, bizi biz yapan geçmiştir. Sanat da ondan aldığımız ilhamla günü yaşamak, yeni kanılar, yeni yaklaşımlar üreterek vizyon katmak ve bize hitap eden yaklaşımları ortaya koymaktır. Kültür ve sanat esasen tam da budur.”
REFİK ANADOL’UN “ALKAZAR’IN RÜYASI” YAPITI ZİYARETE AÇILDI
“Alkazar Rüyası” isimli interaktif enstalasyonu binada sergilenen ünlü sanatçı Refik Anadol ise yapıtını Nike Türkiye’nin katkılarıyla hazırladığını söyleyerek, “Alkazar Sineması’nın tarihi belleğini temsilen 1947-2010 yılları içinde bu sinemada, bu salonda oynamış 150’ye yakın sinemanın, yapay zekadan geçerek tekrar 3 boyutlu biçimde izleyiciyle buluşmasıdır. Dünyada birinci sefer bu kadar büyük sayıda datanın, sinema yapıtının yapay zekadan geçerek bir performansa dönüşmesinin öyküsü aslında. Toplumsal hafızada epeyce değerli bir yeri olan, hem Türk sinemasının birebir vakitte mekansal hafızası kıymetli olan bu yapının, bir nevi yapay zekayla onarımı üzere de düşünebiliriz” diye konuştu.
Anadol, yapıtın iki kısımdan oluştuğunu lisana getirerek, şunları söylemiş oldu: