EliteDizqn
Active member
Obezite, dünyada bilhassa gelişmiş ülkelerin en kıymetli sıhhat problemlerinden biri. Dünya Sıhhat Örgütü datalarına nazaran dünyada 1, 9 milyar kişi fazla kilolu ve bunların 600 milyonu da obez olarak tanımlanıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 yılı Beden Kitle İndeksi araştırmasına bakılırsa ise; Türkiye’de de her 100 bireyden 20’si, yani her 5 bireyden biri obez. Çocukların ‘büyüme’ periyodu ise bu süreçte büyük değer taşıyor.
Son olarak, çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Onur Yılmaz, dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili açıklamalarda bulundu.
“Büyümenin izlenmesi dinamik bir müddetç olup, çocuk hekimlerinin şayet olmazsa olmazıdır” diyen Yılmaz, “Bilhassa de çocuklarda rastgele bir sorun olduğunda evvelde teşhis koyabilmek ve farkına varabilmek için büyümenin, tartı ve uzunluk uzaması bedellerinin sistemli olarak ölçülüp kıymetlendirilmesi gerekir. Büyüme, hücrelerin büyüklük ve sayı olarak artışının bedenimizde hacim ve kütle kazanmasıdır. Gelişme ise, hücrelerin ve dokuların fonksiyonellik kazanması ile mental, motor işlev olarak lisan gelişimi ve toplumsal bilgiler artışıdır. Büyümenin takibi de çocukların işlevleri hakkında bize bilgi verir. Bilhassa biz yeni doğan periyodundan 18 yaş sonuna kadar çocukları muhakkak aralıklarla takip ederiz” diye konuştu.
‘BÜYÜME EĞRİLERİNE NAZARAN TAKİP YAPMAKTA YARAR VAR’
Çocuklarda büyümeyi değerlendirirken dikkat ettikleri bahislere değinen Yılmaz, “Burada en kolay metot yük ve uzunluk takibidir. Bunları da büyüme eğrilerine nazaran takip edebiliriz. Büyüme eğrileri de şudur: Doğumundan 18 yaşına kadar birebir cinsiyet ve ırktaki sağlıklı çocukların ölçümleri yapılarak bir tablo oluşturulur. Bu tabloya bakılırsa çocukların büyümesini takip ederiz. Şayet yük ve uzunluk artışı bu tabloya nazaran ilerlemezse, biz çocuklarda rastgele bir sıhhat sorunu olup olmadığı ile ilgili testler yapmaya başlarız. Tartı artışında ve uzunluk uzamasında kronik azalmalar var ise, çocuğun bu durumu kronikleşirse belirli bir süre daha sonra uzunluk uzaması durur ve çocuk ailesinin genetik uzunluk uzunluğunu yakalayamaz. Bu yüzden de büyüme eğrilerine nazaran takip yapmakta yarar var” tabirlerini kullandı.
‘İLK 6 AY YALNIZCA ANNE SÜTÜ’
Beslenme konusunda birinci 2 yaşın fazlaca kıymetli olduğunu söyleyen Dr. Yılmaz, “Sağlıklı beslenme anne karnından başlayarak bebeğin gelişimi açısından hayli kıymetlidir. Annenin hamilelik ve emzirme devrinde bol zerzevat, meyve yemesi ve proteinden varlıklı beslenmesi gerekir. Bu sayede anne sütü de içerik açısından epeyce daha sağlıklı olacaktır. Bilhassa çocukların yeterli bir yüke sahip olması, annenin beslenmesi ile başlar. Bebeklerin mümkünse birinci 6 ayda yalnızca anne sütü ile beslenmesi bizim için epeyce pahalıdır. Birinci 6 ayda anne sütü olması hayli kıymetli olmakla birlikte doğduğu günden itibaren D vitaminine, 4. aydan itibaren de demir ilacına başlamak çocuğun hem sıhhat hem bağışıklık hem zeka gelişimi açısından fazlaca kıymetli. Çocuk 1 yaşına girdiğinde kendi başına yemek yiyebilmelidir. Kendi eliyle yemesi, nörolojik gelişimi ve küçük motor hareketlerinin süratli gelişebilmesi için ehemmiyet arz eder” formunda konuştu.
‘ÇOCUKLARI BESLENME KONUSUNDA ZORLAMAMALIYIZ’
Ailelere ikazlarda bulunan Yılmaz, “Çocuklar yemek yeme konusunda daima cesaretlendirilmeli ve asla zorlanılmamalıdır. Evvel sevdiği yiyecekler verilmeli, sevmediği yiyecekler ise onlara faydaları anlatılarak yavaş yavaş tattırılmalıdır. Öğünler muhakkak ölçülerde olmalı. Ne fazlaca fazla ne de fazlaca az olup çocuğun doyma kapasitesini aşmamalı ya da çocuk aç kalmamalıdır. Ebeveynlerin en sık yaptığı yanılgılardan biri ise, çocukların tabletle ya da ekranla yemek yedirmeleri. Bu durum ileriki devirlerde hem çocuklara ekran bağımlılığı yapabilir tıpkı vakitte obeziteye niye olabilir. Tablet yahut ekranla yemek yedirme alışkanlığından bu niçinle kesinlikle uzak durulması gerekir” dedi.
‘PSİKOLOJİSİ YETERLİ OLMAYAN ÇOCUKLARDA UZUNLUK KISALIĞI GÖRÜLEBİLİR”
Psikolojisi bozuk olan çocuklarda uzunluk kısalığı görüldüğünü kaydeden Yılmaz, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Psikolojik olarak geride olan çocuklar ile duygusal ya da farklı türlü istismara uğramış çocuklarda uzunluk kısalığı görülebilir. Onlar önce fark edilip kesinlikle ruhsal takviye, vitamin ve mineral desteği yapılmalıdır. Ruhsal dayanak ile çocuk keyifli bir çocuk haline getirilip, yaşadığı aksilikler engellenmelidir.”
Son olarak, çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Onur Yılmaz, dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili açıklamalarda bulundu.
“Büyümenin izlenmesi dinamik bir müddetç olup, çocuk hekimlerinin şayet olmazsa olmazıdır” diyen Yılmaz, “Bilhassa de çocuklarda rastgele bir sorun olduğunda evvelde teşhis koyabilmek ve farkına varabilmek için büyümenin, tartı ve uzunluk uzaması bedellerinin sistemli olarak ölçülüp kıymetlendirilmesi gerekir. Büyüme, hücrelerin büyüklük ve sayı olarak artışının bedenimizde hacim ve kütle kazanmasıdır. Gelişme ise, hücrelerin ve dokuların fonksiyonellik kazanması ile mental, motor işlev olarak lisan gelişimi ve toplumsal bilgiler artışıdır. Büyümenin takibi de çocukların işlevleri hakkında bize bilgi verir. Bilhassa biz yeni doğan periyodundan 18 yaş sonuna kadar çocukları muhakkak aralıklarla takip ederiz” diye konuştu.
‘BÜYÜME EĞRİLERİNE NAZARAN TAKİP YAPMAKTA YARAR VAR’
Çocuklarda büyümeyi değerlendirirken dikkat ettikleri bahislere değinen Yılmaz, “Burada en kolay metot yük ve uzunluk takibidir. Bunları da büyüme eğrilerine nazaran takip edebiliriz. Büyüme eğrileri de şudur: Doğumundan 18 yaşına kadar birebir cinsiyet ve ırktaki sağlıklı çocukların ölçümleri yapılarak bir tablo oluşturulur. Bu tabloya bakılırsa çocukların büyümesini takip ederiz. Şayet yük ve uzunluk artışı bu tabloya nazaran ilerlemezse, biz çocuklarda rastgele bir sıhhat sorunu olup olmadığı ile ilgili testler yapmaya başlarız. Tartı artışında ve uzunluk uzamasında kronik azalmalar var ise, çocuğun bu durumu kronikleşirse belirli bir süre daha sonra uzunluk uzaması durur ve çocuk ailesinin genetik uzunluk uzunluğunu yakalayamaz. Bu yüzden de büyüme eğrilerine nazaran takip yapmakta yarar var” tabirlerini kullandı.
‘İLK 6 AY YALNIZCA ANNE SÜTÜ’
Beslenme konusunda birinci 2 yaşın fazlaca kıymetli olduğunu söyleyen Dr. Yılmaz, “Sağlıklı beslenme anne karnından başlayarak bebeğin gelişimi açısından hayli kıymetlidir. Annenin hamilelik ve emzirme devrinde bol zerzevat, meyve yemesi ve proteinden varlıklı beslenmesi gerekir. Bu sayede anne sütü de içerik açısından epeyce daha sağlıklı olacaktır. Bilhassa çocukların yeterli bir yüke sahip olması, annenin beslenmesi ile başlar. Bebeklerin mümkünse birinci 6 ayda yalnızca anne sütü ile beslenmesi bizim için epeyce pahalıdır. Birinci 6 ayda anne sütü olması hayli kıymetli olmakla birlikte doğduğu günden itibaren D vitaminine, 4. aydan itibaren de demir ilacına başlamak çocuğun hem sıhhat hem bağışıklık hem zeka gelişimi açısından fazlaca kıymetli. Çocuk 1 yaşına girdiğinde kendi başına yemek yiyebilmelidir. Kendi eliyle yemesi, nörolojik gelişimi ve küçük motor hareketlerinin süratli gelişebilmesi için ehemmiyet arz eder” formunda konuştu.
‘ÇOCUKLARI BESLENME KONUSUNDA ZORLAMAMALIYIZ’
Ailelere ikazlarda bulunan Yılmaz, “Çocuklar yemek yeme konusunda daima cesaretlendirilmeli ve asla zorlanılmamalıdır. Evvel sevdiği yiyecekler verilmeli, sevmediği yiyecekler ise onlara faydaları anlatılarak yavaş yavaş tattırılmalıdır. Öğünler muhakkak ölçülerde olmalı. Ne fazlaca fazla ne de fazlaca az olup çocuğun doyma kapasitesini aşmamalı ya da çocuk aç kalmamalıdır. Ebeveynlerin en sık yaptığı yanılgılardan biri ise, çocukların tabletle ya da ekranla yemek yedirmeleri. Bu durum ileriki devirlerde hem çocuklara ekran bağımlılığı yapabilir tıpkı vakitte obeziteye niye olabilir. Tablet yahut ekranla yemek yedirme alışkanlığından bu niçinle kesinlikle uzak durulması gerekir” dedi.
‘PSİKOLOJİSİ YETERLİ OLMAYAN ÇOCUKLARDA UZUNLUK KISALIĞI GÖRÜLEBİLİR”
Psikolojisi bozuk olan çocuklarda uzunluk kısalığı görüldüğünü kaydeden Yılmaz, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Psikolojik olarak geride olan çocuklar ile duygusal ya da farklı türlü istismara uğramış çocuklarda uzunluk kısalığı görülebilir. Onlar önce fark edilip kesinlikle ruhsal takviye, vitamin ve mineral desteği yapılmalıdır. Ruhsal dayanak ile çocuk keyifli bir çocuk haline getirilip, yaşadığı aksilikler engellenmelidir.”