Kaç tane engelli vardır ?

Aydinc

Global Mod
Global Mod
Engelli Bireylerin Sayısı: Veriler ve Gerçek Hayat Örnekleriyle Bir Bakış

Merhaba değerli forum üyeleri,

Bugün sizlerle, engelli bireylerin sayısının ne kadar olduğunu ve bu sayının toplumsal, kültürel ve ekonomik etkilerini derinlemesine ele alacağım. “Kaç tane engelli vardır?” sorusu, ilk bakışta basit gibi görünse de, içinde çok daha fazla anlam barındırıyor. Bu yazıda, dünyada ve Türkiye’de engelli bireylerin sayısını inceleyecek, ardından bu sayının ne anlama geldiğini, engellilik kavramının toplumsal yansımalarını ve bu bireylerin yaşadığı zorlukları gerçek hayat örnekleriyle ortaya koyacağım. Sizin de bu konuda düşüncelerinizi paylaşmanızı dilerim!

Engellilik: Nedir ve Nasıl Tanımlanır?

Engellilik, fiziksel, duyusal, zihinsel ya da psikolojik farklılıkları olan bireylerin toplumda karşılaştıkları zorluklarla birlikte, onları toplumsal yaşama dahil etmede yaşadıkları engelleri tanımlar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) engelli bireyleri "zihinsel veya fiziksel yetersizliklere sahip olan, yaşamlarının çeşitli alanlarında, topluma katılımlarını engelleyen kısıtlamaları yaşayan bireyler" olarak tanımlar. Bu geniş tanım, engelliliğin yalnızca fiziksel bir durum olmadığını, duygusal ve sosyal anlamda da bireylerin topluma katılımını sınırlayan bir durum olduğunu vurgular.

Engellilik oranı, fiziksel engellerden daha çok geniş bir yelpazeye yayılabilir. Zihinsel engeller, duyusal engeller ve çeşitli hastalıklar da engellilik grubuna dâhil edilir.

Dünya Çapında Engelli Bireylerin Sayısı

Dünya genelinde engelli bireylerin sayısı oldukça yüksek bir seviyededir. Dünya Sağlık Örgütü'nün 2021 verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 1 milyar insan, yani dünya nüfusunun yaklaşık %15’i, çeşitli türlerde engellilik yaşamaktadır. Bu sayının büyük bir kısmı, yaşlanmaya bağlı olarak artan fiziksel engellerle ilişkili olmasına rağmen, zihinsel engellilik, işitme ve görme kaybı gibi durumlar da önemli bir yer tutmaktadır.

Bu veriler, sadece fiziksel engelleri değil, aynı zamanda duyusal ve psikolojik engelleri de içerdiği için, engelliliğin daha geniş bir kavram olduğunu gözler önüne seriyor. Peki, bu oranlar nasıl dağılmaktadır?

- Dünya genelinde görme engelli bireylerin sayısı yaklaşık 39 milyon,

- İşitme engelli bireylerin sayısı ise yaklaşık 466 milyon civarındadır.

- Zihinsel engeller, otizm, Down sendromu gibi durumlar da dahil olmak üzere, dünya genelinde 200 milyondan fazla bireyi etkilemektedir.

Bu rakamlar, engelliliğin aslında çok yaygın bir durum olduğunu ve toplumun büyük bir kısmını etkileyen bir mesele haline geldiğini gösteriyor.

Türkiye’de Engelli Bireylerin Sayısı ve Durumu

Türkiye’de de engelli bireylerin sayısı oldukça dikkat çekicidir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2020 verilerine göre, Türkiye’de 12 milyon civarında engelli birey bulunmaktadır. Bu da, Türkiye nüfusunun yaklaşık %12’sini oluşturmaktadır. Bu veriler, sadece fiziksel engelleri değil, zihinsel ve duyusal engelleri de kapsayan geniş bir aralıkta engelli bireyleri içermektedir.

Engelli bireylerin yaşadığı en büyük sorunlardan biri, toplumsal hayata katılımın sınırlı olmasıdır. Engelli bireylerin eğitim alması, iş gücüne katılmaları ve sosyal etkinliklerde yer almaları, büyük ölçüde mevcut altyapı eksiklikleri ve toplumsal önyargılar nedeniyle sınırlıdır. TÜİK'in 2019 verilerine göre, engelli bireylerin %50'si eğitim almakta zorluk çekmekte, yalnızca %20’si istihdam edilmektedir.

Engellilik ve Toplumsal Cinsiyet: Farklı Bakış Açıları

Engellilik konusunda toplumsal cinsiyet farkları da önemli bir konudur. Erkeklerin engellilikle ilgili çözüm odaklı ve pratik yaklaşımları genellikle daha baskın olabilir. Erkekler genellikle sorunları tanımlayıp, çözüm üretmeye odaklanırlar. Bu durumu, engelli bireylerin daha çok "iyileştirilmesi" gereken, fiziksel veya zihinsel engelleri aşmaları gereken kişiler olarak görme eğilimindedirler.

Kadınlar ise, toplumsal ilişkilerde daha fazla empatik bir bakış açısına sahiptirler. Engelli bireylerin yaşadıkları duygusal ve sosyal zorlukları, toplumsal dışlanma ve yalnızlık gibi duygusal yansımaları daha fazla göz önünde bulundururlar. Kadınlar için, engelliliğin sadece fiziksel ya da pratik boyutları değil, aynı zamanda toplumsal anlamda yaratılan zorluklar ve insan hakları bağlamında eşitlik de önemli bir perspektife dönüşür.

Bunun en çarpıcı örneklerinden biri, engelli kadınların yaşadığı “katmanlı ayrımcılık”tır. Bir kadın, engelli olduğu için toplumsal hayattan dışlanmakla kalmaz, bir de kadın olarak toplumsal baskılara ve cinsiyet eşitsizliklerine maruz kalır. Bu durum, hem duygusal hem de pratik açıdan engelli bireyler için ayrı bir zorluk yaratmaktadır.

Gerçek Hayattan Örnekler: Engelli Bireylerin Yaşadığı Zorluklar

Engelli bireylerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları zorluklar, sadece fiziksel engellerle sınırlı değildir. Birçok engelli birey, toplumsal katılımda çeşitli engellerle karşılaşmaktadır. Örneğin, Türkiye'deki engelli bireyler, kamu binalarında, toplu taşıma araçlarında ve iş yerlerinde erişilebilirlik konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar. Üstelik, engelli bireylerin çalışabileceği iş alanları da sınırlıdır. Engelli bireylerin %70’i, eğitim seviyelerine ve yeteneklerine rağmen istihdam edilmemektedir.

Daha geniş bir perspektiften bakıldığında, engelli bireyler, özellikle büyük şehirlerde bile, toplumsal yaşamda "görünür" değildirler. Ancak son yıllarda, engelli hakları konusunda artan farkındalık ve çeşitli organizasyonların çabaları sayesinde bu durumun yavaş yavaş değişmeye başladığını görmekteyiz. Dünya çapında, engelli bireylerin katılımı ve toplumda kabul görmesi için yapılan düzenlemeler giderek artmaktadır.

Sonuç ve Tartışma: Engelliliği Nasıl Fark Ediyoruz?

Engellilik, yalnızca fiziksel engellerle sınırlı olmayan, sosyal, duygusal ve toplumsal boyutları olan bir durumdur. Dünya genelinde yaklaşık 1 milyar engelli birey bulunmakta ve bu oran, çeşitli engellilik türleriyle birlikte ciddi bir toplumsal sorunun varlığını gösteriyor. Türkiye’de de bu oran %12 seviyelerinde, ancak engelli bireylerin toplumsal hayatta daha fazla yer alabilmesi için çok fazla adım atılması gerekiyor.

Peki sizce engelli bireylerin toplumsal yaşama daha aktif katılabilmesi için neler yapılmalı? Engellilikle ilgili farkındalığın artması için hangi adımlar daha fazla önem taşıyor? Engellilik ve toplumsal cinsiyet arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konudaki görüşlerinizi duymak isterim.