EliteDizqn
Active member
Ekolog Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu, iklim değişikliğinin niye olduğu kuraklığa dikkati çekerek, 1989-2021 yılları içinde Türkiye’de yaşayan bütün kuş cinslerinin popülasyonunda yüzde 50 azalma olduğunu bildirdi.
İklim değişikliğiyle uğraşta doğal kaynakların değerine işaret eden Kiziroğlu, “Türkiye, doğal kaynak açısından Avrupa Birliği ülkeleri ile mukayese edilemeyecek seviyede zenginliklere sahip. Bu zenginlikler içerisinde bitki varlığımız da yer alıyor. Türkiye’de bulunan bitki varlığımız yaklaşık 3 bin 300 bitki tipi. bu biçimde bir biyolojik çeşitlilik zenginliğimiz var, bunun korunması lazım” diye konuştu.
Türkiye’de hayli sayıda kuş çeşidi olduğuna dikkati çeken Kiziroğlu, bu kuş cinslerinin de ömürlerini sürdürebilmesi için birtakım ekosistemlerin, bilhassa ormanlık ve sulak alanların korunması gerektiğini söylemiş oldu.
“BESLENME İMKANI YOK”
Kiziroğlu, Türkiye’de son senelerda iklim değişikliği niçiniyle kuraklıklar yaşandığına ve biroldukca sulak alanın kuruduğuna işaret ederek şu biçimde konuştu:
“Oradaki sulak alanlara gelen hem göçmen kuş cinsleri hem yerli kuş tipleri artık oraları tercih edemiyor. Zira beslenme imkanı yok. Beslenme imkanı olmayan bir ekosisteme rastgele bir canlıyı getirebilir misiniz? Getiremezsiniz. Artı olağan insani baskı da hayli. Bu yıl da nisan başındayız lakin çabucak hemen leyleklerin değerli bir kısmının Türkiye’den geçmediğini görüyoruz. halbuki bir evvel leyleklerin, Türkiye’den geçmeye başlamış olması, İstanbul Boğazı üzerinden Avrupa’ya göçlerinin büyük bir kısmını tamamlamış olması gerekiyordu ancak günümüzde bu fazlaca düşük seviyede kaldı. Bu da iklim değişikliğinin, Türkiye’nin ekosistemlerine birtakım olumsuz tesirlerinden kaynaklanıyor.”
“GÖÇMEN KUŞLAR GEÇEN YIL YANGINLARINDAN ÇOK ETKİLENDİ”
Türkiye’nin göçmen kuş tipleri sayısı prestijiyle da son derece güçlü bir ülke olduğunun altını çizen Kiziroğlu, şu biçimde devam etti:
“Çünkü Türkiye’nin göç haritası içerisinde Amik Ovası’ndan, Hatay’dan başlayarak İstanbul Boğazı’ndan Avrupa’ya giden değerli bir İstanbul Boğazı göç yolu var. bir daha tıpkı biçimde Artvin’den gelip bir daha Amik Ovası’ndan geçen, Belen’den geçen yırtıcı kuş göçümüz var. Bir de Karadeniz üzerinden gelen, biz ona ‘cephe göçü yapan türler’ diyoruz, örneğin turnalar, bıldırcınlar. Bütün bu göç aleminin, kuşlar açısından ne kadar kıymetli olduğunu düşünün lakin siz onların yaşamalarına imkan sağlayan ekosistemleri kaybederseniz kuşlar da bir biçimde taraflarını değiştirebiliyorlar.”
Göçmen kuşların geçen yıl yaşanan orman yangınlarından da hayli etkilendiğini, ötürüsıyla artık diğer bölgeleri tercih etmek zorunda kaldığını anlatan Kiziroğlu, “Kuşlarla ilgili yaklaşık 40 seneye yakın çalışmalarım var, birinci kitabımı 1989 yılında yayımlamıştım. En son kitap 2021’de çıktı. Bütün kuş tipleri için şunu söyleyebilirim; 1989-2021 yılları içinde Türkiye’de yaşayan bütün kuş tiplerinin popülasyonunda yüzde 50 azalma olduğunun altını çizmek istiyorum” dedi.
“KUŞŞUZ BİR DÜNYA, YAŞANASI DÜNYA OLMAKTAN ÇIKAR”
“Kuşsuz bir dünya, yaşanası dünya olmaktan çıkar” sözünü kullanan Kiziroğlu, tabiattaki tahribatın değerli boyutlara ulaştığını lisana getirdi.
Prof. Dr. Kiziroğlu, “Kuşların popülasyon ölçüsünde büyük azalmalar var. örneğin 1988 yılından bu yana kelaynak artık doğal popülasyonunu kaybetti. bir daha her vakit söylüyorum, Amik Gölü kurutuldu, kurutulduğu için orada bir tane Yılanboyun kuş cinsimiz vardı, o da bu biçimdedan bu yana orada artık kuluçkaya yatmıyor. Yani 2 kuş tipi Türkiye’de insani faaliyetler niçiniyle ortadan maalesef kalktı” sözlerini kullandı.
Birtakım kuş çeşitleriyle ilgili avcılık yapanlara da reaksiyon gösteren Kiziroğlu, “Artık günümüzde avcılık diye bir olayın ortadan kaldırılması lazım. ‘Avcılık’ demek bana epey zıt geliyor. ‘Foto safari’ diyoruz, gitsinler hoş kameralar alsınlar, vuracaklarına, tüfek kullanacaklarına birebir vakitte dürbünlü tüfek kullanacaklarına gitsinler kamera kullansınlar, onların fotoğraflarını çeksinler” değerlendirmesinde bulundu.
Gençlerin etraf şuuru ile yetiştirilmesinin ve ekosistemin korunmasına ait eğitimlerin değerine dikkati çeken Kiziroğlu, Türkiye’de biroldukca kuş çeşidinin kuşağının tükenme tehlikesi altında olduğunu, atık plastikler ve tarım zararlıları için yapılan ilaçlamaların da kuş cinslerinin jenerasyonunu tehdit ettiğini kaydetti.
İklim değişikliğiyle uğraşta doğal kaynakların değerine işaret eden Kiziroğlu, “Türkiye, doğal kaynak açısından Avrupa Birliği ülkeleri ile mukayese edilemeyecek seviyede zenginliklere sahip. Bu zenginlikler içerisinde bitki varlığımız da yer alıyor. Türkiye’de bulunan bitki varlığımız yaklaşık 3 bin 300 bitki tipi. bu biçimde bir biyolojik çeşitlilik zenginliğimiz var, bunun korunması lazım” diye konuştu.
Türkiye’de hayli sayıda kuş çeşidi olduğuna dikkati çeken Kiziroğlu, bu kuş cinslerinin de ömürlerini sürdürebilmesi için birtakım ekosistemlerin, bilhassa ormanlık ve sulak alanların korunması gerektiğini söylemiş oldu.
“BESLENME İMKANI YOK”
Kiziroğlu, Türkiye’de son senelerda iklim değişikliği niçiniyle kuraklıklar yaşandığına ve biroldukca sulak alanın kuruduğuna işaret ederek şu biçimde konuştu:
“Oradaki sulak alanlara gelen hem göçmen kuş cinsleri hem yerli kuş tipleri artık oraları tercih edemiyor. Zira beslenme imkanı yok. Beslenme imkanı olmayan bir ekosisteme rastgele bir canlıyı getirebilir misiniz? Getiremezsiniz. Artı olağan insani baskı da hayli. Bu yıl da nisan başındayız lakin çabucak hemen leyleklerin değerli bir kısmının Türkiye’den geçmediğini görüyoruz. halbuki bir evvel leyleklerin, Türkiye’den geçmeye başlamış olması, İstanbul Boğazı üzerinden Avrupa’ya göçlerinin büyük bir kısmını tamamlamış olması gerekiyordu ancak günümüzde bu fazlaca düşük seviyede kaldı. Bu da iklim değişikliğinin, Türkiye’nin ekosistemlerine birtakım olumsuz tesirlerinden kaynaklanıyor.”
“GÖÇMEN KUŞLAR GEÇEN YIL YANGINLARINDAN ÇOK ETKİLENDİ”
Türkiye’nin göçmen kuş tipleri sayısı prestijiyle da son derece güçlü bir ülke olduğunun altını çizen Kiziroğlu, şu biçimde devam etti:
“Çünkü Türkiye’nin göç haritası içerisinde Amik Ovası’ndan, Hatay’dan başlayarak İstanbul Boğazı’ndan Avrupa’ya giden değerli bir İstanbul Boğazı göç yolu var. bir daha tıpkı biçimde Artvin’den gelip bir daha Amik Ovası’ndan geçen, Belen’den geçen yırtıcı kuş göçümüz var. Bir de Karadeniz üzerinden gelen, biz ona ‘cephe göçü yapan türler’ diyoruz, örneğin turnalar, bıldırcınlar. Bütün bu göç aleminin, kuşlar açısından ne kadar kıymetli olduğunu düşünün lakin siz onların yaşamalarına imkan sağlayan ekosistemleri kaybederseniz kuşlar da bir biçimde taraflarını değiştirebiliyorlar.”
Göçmen kuşların geçen yıl yaşanan orman yangınlarından da hayli etkilendiğini, ötürüsıyla artık diğer bölgeleri tercih etmek zorunda kaldığını anlatan Kiziroğlu, “Kuşlarla ilgili yaklaşık 40 seneye yakın çalışmalarım var, birinci kitabımı 1989 yılında yayımlamıştım. En son kitap 2021’de çıktı. Bütün kuş tipleri için şunu söyleyebilirim; 1989-2021 yılları içinde Türkiye’de yaşayan bütün kuş tiplerinin popülasyonunda yüzde 50 azalma olduğunun altını çizmek istiyorum” dedi.
“KUŞŞUZ BİR DÜNYA, YAŞANASI DÜNYA OLMAKTAN ÇIKAR”
“Kuşsuz bir dünya, yaşanası dünya olmaktan çıkar” sözünü kullanan Kiziroğlu, tabiattaki tahribatın değerli boyutlara ulaştığını lisana getirdi.
Prof. Dr. Kiziroğlu, “Kuşların popülasyon ölçüsünde büyük azalmalar var. örneğin 1988 yılından bu yana kelaynak artık doğal popülasyonunu kaybetti. bir daha her vakit söylüyorum, Amik Gölü kurutuldu, kurutulduğu için orada bir tane Yılanboyun kuş cinsimiz vardı, o da bu biçimdedan bu yana orada artık kuluçkaya yatmıyor. Yani 2 kuş tipi Türkiye’de insani faaliyetler niçiniyle ortadan maalesef kalktı” sözlerini kullandı.
Birtakım kuş çeşitleriyle ilgili avcılık yapanlara da reaksiyon gösteren Kiziroğlu, “Artık günümüzde avcılık diye bir olayın ortadan kaldırılması lazım. ‘Avcılık’ demek bana epey zıt geliyor. ‘Foto safari’ diyoruz, gitsinler hoş kameralar alsınlar, vuracaklarına, tüfek kullanacaklarına birebir vakitte dürbünlü tüfek kullanacaklarına gitsinler kamera kullansınlar, onların fotoğraflarını çeksinler” değerlendirmesinde bulundu.
Gençlerin etraf şuuru ile yetiştirilmesinin ve ekosistemin korunmasına ait eğitimlerin değerine dikkati çeken Kiziroğlu, Türkiye’de biroldukca kuş çeşidinin kuşağının tükenme tehlikesi altında olduğunu, atık plastikler ve tarım zararlıları için yapılan ilaçlamaların da kuş cinslerinin jenerasyonunu tehdit ettiğini kaydetti.