EliteDizqn
Active member
Dr. Su Emin, bundan 10 yıl evvel çabucak hemen 17 yaşındayken kronik böbrek hastası olduğunu öğrendi. Ailesiyle Bursa’da yaşıyordu. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Kolu’ndan Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever’in hastalarından biri olarak tedavisine İstanbul’da devam etmeye karar verdi. Yaşıtları okula giderken o haftada üç gününü hastanede diyaliz ünitesinde geçirdi. En büyük ideali hekim olmaktı. Ailesi ise doktorluğun yorucu mesaisinden dolayı hastalığı niçiniyle kızlarının tıp fakültesine girmesini hiç bir vakit istemedi. Prof. Dr. Sever’e “Ben tıp okuyacağım” dediğinde, başta o bile inanamadı zira hastalığı ve diyaliz, ömrünü gereğince zorlaştırıyordu ve bu kurallarda ağır bir ders maratonu ile tıp fakültesine girebileceğinden kimsenin umudu yoktu. Lakin Su Emin, herkesi şaşırttı, 2014 yılında girdiği imtihanlarda Van 100. Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandı.
Bir yandan tedavisine devam edip bir yandan okuluna giden Emin, bir süre daha sonra yatay geçişle İstanbul Tıp Fakültesi’ne girmeyi başardı. Tabibi olan Prof. Dr. Sever’in öğrencisi oldu. Onun bu çabasına duyarsız kalmayan Türk Böbrek Vakfı da eğitim hayatı boyunca Emin’e eğitim bursu verdi.
10 YIL EVVEL TEDAVİ İÇİN TANIŞTILAR
“GELECEKTE birlikte HASTA VİZİTİ YAPACAĞIZ”
Kendi fakültesine geldikten daha sonra Su Emin’in artık yalnızca hastası değil beraberinde öğrencisi de olduğunu belirten Prof. Dr. Sever, “Su, artık benim etkin olarak hem hastam, tıpkı vakitte öğrencim olmuştu. Onunla birlikte fazlaca sayıda ders de yaptık, pratikler de yaptık. Vakit zaman da o diyaliz makinesine bağlıyken başında hekimliğini yaptım. Artık artık hekim oldu ve bundan daha sonra onunla meslektaşız. O denli ümit ediyorum ki gelecekte onunla bir arada hasta başı viziti yaparak, bu sefer hasta tedavisi konusunda onunla fikir alışverişimiz olacak. Onun öyküsü de aslında şunu gösteriyor; Diyalize giriyor olmak hayata küsme sebebi değil. Bilakis, diyaliz hastaları da bir epeyce insanın ömrüne olumlu istikamette katkıda bulunabilir” dedi.
“HEM HEKİMİM, HEM HOCAM, HEM EN BÜYÜK DESTEKÇİMDİ”
Lise son sınıftayken böbrek hastalığının başladığını anlatan Dr. Su Emin, diyaliz hastası olmaktan doktorluğa giden sürecin, artık hem tabibi hem meslektaşı olan Prof. Dr. Sever ile tanışmalarıyla başladığını söyleyerek “O periyot lise sondaydım ve üniversiteye çalışıyordum. beraberinde diyalize girmeye de başladım. Ancak hiç bir vakit hayalimden vazgeçmedim. Her ne kadar ailem, yakınlarım epey ısrar etse de sıhhatim için ziyanlı olacağını düşünerek tıp okumamı istemese de ben daima hayalimin peşinde koştum ve 2014-2015 senelerında tıp fakültesini kazandım. Mehmet Hocamın benim ömrümde aslına bakarsanız hekimim olarak epeyce büyük bir rolü var. Tıp fakültesi okumamda da hayli büyük hissesi var. Ailemin isteksizliğine karşın o beni daima teşvik etti. Hem tabibim oldu, artık de meslektaşım oldu” diye konuştu.
“HER İKİ TARAFI DA ANLIYORSUN, ÇOK AZ BEŞERE NASİP OLUR”
Diyaliz hastası bulunmasına karşın güçlü bir okul hayatını nasıl sürdürdüğüne kendisinin de kimi vakit şaşırdığını anlatan Dr. Emin, “Hem diyalize giriyordum hem okula gidiyordum. O kadar ağır derslerim vardı ki, ondan çıkıp diyalize, diyalizden imtihanlara, komitelere derken süreç bu biçimde gitti. kimi vakit diyaliz seansım olduğunu unuttuğum vakit içinder bile oldu. Bu yoğunluk niçiniyle bir süre daha sonra konut diyalizine geçtim. Bir taraftan hem hasta oluyorsun, hem hekim, her iki tarafı da anlıyorsun. Yani bence bunu yaşamak fazlaca az beşere nasip olur” dedi.
6 AY HASTANEDE YATTI ODASINDA DAİMA DERS ÇALIŞTI
Dr. Su Emin, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“6-7 ay bu biçimde hastanede yatmıştım. Lakin o periyot bile hemşirelerim bilir, daima ellerimde kitaplarla ders çalışıyordum. Hatta ben şu biçimde bir şey söyleyeyim, tıp fakültesini kazandığımı diyalizde öğrenmiştim.” Pandemi periyodunda diyaliz hastası olduğu için aslında daha fazla korunması gerekirken ağır pandemi mesaisinde ise bir hekim olarak yer almak zorunda kalan Dr. Su Emin, bu süreci de zorluklarla da olsa muvaffakiyetle atlatarak mezuniyetine sıhhatle katılabildi ve bu yıl artık resmen tabip oldu. Dr. Emin, kelamlarını şu biçimde noktaladı: “Pandemi devrinde herkes üzere biz de zorlandık. Bilhassa İstanbul Tıp Fakültesi, bunu en ağır yaşayan merkezlerdendi. O periyot hem nöbete gidip hem kendimi muhafazaya çalıştım zira risk kümesinde bir hastaydım. Bir de üzerine diyalize giriyordum. Çok güç bir müddetç oldu lakin hepsini hocalarımın yardımı ve kendi çabamla aşmayı başardım.”
Bir yandan tedavisine devam edip bir yandan okuluna giden Emin, bir süre daha sonra yatay geçişle İstanbul Tıp Fakültesi’ne girmeyi başardı. Tabibi olan Prof. Dr. Sever’in öğrencisi oldu. Onun bu çabasına duyarsız kalmayan Türk Böbrek Vakfı da eğitim hayatı boyunca Emin’e eğitim bursu verdi.
10 YIL EVVEL TEDAVİ İÇİN TANIŞTILAR
“GELECEKTE birlikte HASTA VİZİTİ YAPACAĞIZ”
Kendi fakültesine geldikten daha sonra Su Emin’in artık yalnızca hastası değil beraberinde öğrencisi de olduğunu belirten Prof. Dr. Sever, “Su, artık benim etkin olarak hem hastam, tıpkı vakitte öğrencim olmuştu. Onunla birlikte fazlaca sayıda ders de yaptık, pratikler de yaptık. Vakit zaman da o diyaliz makinesine bağlıyken başında hekimliğini yaptım. Artık artık hekim oldu ve bundan daha sonra onunla meslektaşız. O denli ümit ediyorum ki gelecekte onunla bir arada hasta başı viziti yaparak, bu sefer hasta tedavisi konusunda onunla fikir alışverişimiz olacak. Onun öyküsü de aslında şunu gösteriyor; Diyalize giriyor olmak hayata küsme sebebi değil. Bilakis, diyaliz hastaları da bir epeyce insanın ömrüne olumlu istikamette katkıda bulunabilir” dedi.
“HEM HEKİMİM, HEM HOCAM, HEM EN BÜYÜK DESTEKÇİMDİ”
Lise son sınıftayken böbrek hastalığının başladığını anlatan Dr. Su Emin, diyaliz hastası olmaktan doktorluğa giden sürecin, artık hem tabibi hem meslektaşı olan Prof. Dr. Sever ile tanışmalarıyla başladığını söyleyerek “O periyot lise sondaydım ve üniversiteye çalışıyordum. beraberinde diyalize girmeye de başladım. Ancak hiç bir vakit hayalimden vazgeçmedim. Her ne kadar ailem, yakınlarım epey ısrar etse de sıhhatim için ziyanlı olacağını düşünerek tıp okumamı istemese de ben daima hayalimin peşinde koştum ve 2014-2015 senelerında tıp fakültesini kazandım. Mehmet Hocamın benim ömrümde aslına bakarsanız hekimim olarak epeyce büyük bir rolü var. Tıp fakültesi okumamda da hayli büyük hissesi var. Ailemin isteksizliğine karşın o beni daima teşvik etti. Hem tabibim oldu, artık de meslektaşım oldu” diye konuştu.
“HER İKİ TARAFI DA ANLIYORSUN, ÇOK AZ BEŞERE NASİP OLUR”
Diyaliz hastası bulunmasına karşın güçlü bir okul hayatını nasıl sürdürdüğüne kendisinin de kimi vakit şaşırdığını anlatan Dr. Emin, “Hem diyalize giriyordum hem okula gidiyordum. O kadar ağır derslerim vardı ki, ondan çıkıp diyalize, diyalizden imtihanlara, komitelere derken süreç bu biçimde gitti. kimi vakit diyaliz seansım olduğunu unuttuğum vakit içinder bile oldu. Bu yoğunluk niçiniyle bir süre daha sonra konut diyalizine geçtim. Bir taraftan hem hasta oluyorsun, hem hekim, her iki tarafı da anlıyorsun. Yani bence bunu yaşamak fazlaca az beşere nasip olur” dedi.
6 AY HASTANEDE YATTI ODASINDA DAİMA DERS ÇALIŞTI
Dr. Su Emin, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“6-7 ay bu biçimde hastanede yatmıştım. Lakin o periyot bile hemşirelerim bilir, daima ellerimde kitaplarla ders çalışıyordum. Hatta ben şu biçimde bir şey söyleyeyim, tıp fakültesini kazandığımı diyalizde öğrenmiştim.” Pandemi periyodunda diyaliz hastası olduğu için aslında daha fazla korunması gerekirken ağır pandemi mesaisinde ise bir hekim olarak yer almak zorunda kalan Dr. Su Emin, bu süreci de zorluklarla da olsa muvaffakiyetle atlatarak mezuniyetine sıhhatle katılabildi ve bu yıl artık resmen tabip oldu. Dr. Emin, kelamlarını şu biçimde noktaladı: “Pandemi devrinde herkes üzere biz de zorlandık. Bilhassa İstanbul Tıp Fakültesi, bunu en ağır yaşayan merkezlerdendi. O periyot hem nöbete gidip hem kendimi muhafazaya çalıştım zira risk kümesinde bir hastaydım. Bir de üzerine diyalize giriyordum. Çok güç bir müddetç oldu lakin hepsini hocalarımın yardımı ve kendi çabamla aşmayı başardım.”