Domates hangi kategoride ?

Berk

New member
Domates Hangi Kategoride? Bilimden Topluma, Kimlikten Sofraya Uzanan Bir Tartışma

Selam sevgili forumdaşlar,

Bugün biraz farklı ama düşündürücü bir soruyla geldim: “Domates hangi kategoride?”

Evet, ilk bakışta basit bir botanik ya da mutfak sorusu gibi görünebilir. Ama aslında bu soru, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi konularla düşündüğümüzden çok daha derin bağlara sahip. Çünkü bir şeyi kategorize etmek — ister sebze, ister meyve, ister insan olsun — her zaman bir güç ilişkisini ve bakış açısını içinde barındırır.

Domatesi sadece “meyve mi, sebze mi?” diye değil; “biz bu dünyada şeyleri nasıl sınıflandırıyoruz?”, “kimin tanımı geçerli oluyor?”, “bir kategoriye sığmayanlar ne oluyor?” gibi sorularla birlikte düşünelim istiyorum.

---

Bilimsel Açıdan: Meyve mi Sebze mi?

Bilim dünyası bu konuda net: Domates bir meyvedir.

Çünkü botanik tanımına göre meyve, tohum taşıyan bitki organıdır.

Ama mutfakta işler değişir.

Aşçılar, beslenme uzmanları ve gündelik hayat diyor ki: “Hayır, domates sebzedir. Çünkü tatlı değil, tuzludur.”

İşte burada, basit bir sınıflandırma çatışması bile bilimsel bilgiyle toplumsal alışkanlıkların nasıl karşı karşıya geldiğini gösteriyor.

Bu tartışma bize, bilgiye kimin karar verdiğini, hangi bilginin “meşru” sayıldığını ve hatta otoritenin kimin elinde olduğunu düşündürür.

---

Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden: Kategorilere Sığmayanların Hikayesi

Toplumsal cinsiyet rolleri de tıpkı “domates” gibi sık sık kategorilere sıkıştırılıyor.

“Kadın” şöyle olmalı, “erkek” böyle davranmalı, “arada kalan” yokmuş gibi davranılmalı…

Ama tıpkı domates gibi, birçok insan da bu kalıpların arasında kalıyor.

Bir arkadaşım şöyle demişti:

> “Ben ne tam tatlıyım, ne tam tuzlu. Ama ikisini de hissediyorum.”

Bu cümle bana domatesi hatırlattı. Çünkü domatesin doğası da ikili tanımlara meydan okuyor.

Belki de domates, doğanın bize verdiği en sade metafor:

“Bir şey, birden fazla kimliğe sahip olabilir.”

Toplumsal cinsiyet açısından baktığımızda, domatesin “meyve mi sebze mi” tartışması, aslında “erkek mi kadın mı” ya da “hangi kategoriye aitsin?” tartışmasıyla paralel bir yapı gösteriyor.

Bu yüzden domates, belki de doğanın bize söylediği en basit ama en derin şeylerden birini hatırlatıyor:

Çeşitlilik doğaldır.

---

Kadınların Empati ve Toplumsal Etki Odaklı Yaklaşımı

Forumdaki kadın üyeler genellikle bu tür konularda insani ve toplumsal boyutu öne çıkarıyor.

Domates örneğinde de benzer bir şey gözlemliyorum:

Birçok kadın için mesele “doğru tanım” değil, doğru yaklaşım.

Bazı kadın üyeler şöyle diyor:

> “Belki de sorun, domatesi yanlış kategoriye koymakta değil, onu tek bir kategoriye zorlamamızda.”

Bu yaklaşım, empatiye ve kabul kültürüne dayanıyor.

Nasıl ki insanlar farklı renklerde, dillerde, cinsiyet kimliklerinde olabiliyorsa; domates de doğanın bize katı sınırların anlamsızlığını hatırlatıyor.

Kadınların toplumsal vizyonu burada açık:

Etiketler değil, özler önemlidir.

Yani bir şeyi anlamanın yolu, onu bir kutuya koymaktan değil, onunla ilişki kurmaktan geçer.

---

Erkeklerin Analitik ve Çözüm Odaklı Yaklaşımı

Erkek forumdaşlar ise bu konuyu genelde veri ve sistem mantığıyla ele alıyor.

Bazıları “Kategoriler olmasa düzen bozulur,” diyor.

Bazılarıysa “Evet, ama kategoriler değişebilir, sistem esnek olmalı,” diye yanıt veriyor.

Bu bakış açısı da önemli. Çünkü toplumun işlemesi için tanımlar ve yapılar gerekiyor.

Ama erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı bize şunu hatırlatıyor:

Kategoriler sabit olmak zorunda değil, yeni parametrelerle yeniden tanımlanabilir.

Nasıl ki domatesi hem meyve hem sebze olarak kabul etmek, gıdaya dair bakışımızı zenginleştiriyorsa,

insan kimliklerinde de esneklik, toplumun adaptasyon kabiliyetini artırıyor.

Belki çözüm, sınıflandırmayı bırakmak değil; sınıfları kapsayıcı hale getirmek.

---

Sosyal Adalet Perspektifi: Kimin Tanımı Geçerli?

Bir adım geri çekilip bakalım: Domates tartışmasında bile iktidar ilişkileri var.

Çünkü bir şeyi “tanımlamak”, aslında ona güç uygulamaktır.

Tarih boyunca da kimlerin “tanım yapma hakkı” olduğu hep tartışmalıydı.

Bir ülkenin yasası “domates sebzedir” dediğinde (evet, ABD’de 1893’te böyle bir karar çıkmıştı),

bilim değil, ekonomi ve politika kazanmıştı. Çünkü sebzeler o dönem farklı vergilendiriliyordu.

Yani mesele aslında şu:

Kategoriler, masum değildir.

Bir şeyi hangi kutuya koyduğumuz, onun dünyadaki yerini, değerini ve bazen hakkını bile belirler.

Aynı şekilde, insanlar da toplumsal sistemlerde bu sınıflandırmaların etkisi altında yaşar.

O yüzden domates tartışması, farkında olmadan adalet ve kimlik politikalarının küçük bir aynasıdır.

---

Çeşitlilik: Domatesin Renkleri ve İnsanlığın Tonları

Domates deyince herkesin aklına kırmızı gelir, ama gerçekte sarı, yeşil, mor, hatta siyah domates türleri vardır.

Yani domates bile doğanın “çeşitliliği” temsil eden bir sembolüdür.

Bu çeşitlilik, tıpkı insanlık gibi…

Farklılık bir tehdit değil, evrimsel bir zenginliktir.

Her renk, her tat, her kimlik; dünyanın denge içinde kalmasını sağlar.

Birini diğerinden üstün ya da “doğru” görmek, doğanın matematiğine aykırıdır.

Çünkü doğa, tek doğruya değil, uyumlu çokluğa inanır.

---

Forumun Sorusuyla Bitirelim: Sizce Domates Ne Öğretiyor?

Peki sizce, domatesin bu basit ama derin tartışması bize ne söylüyor?

- Toplum olarak hâlâ kategorilere çok mu bağlıyız?

- Kadın-erkek, meyve-sebze, biz-onlar gibi ikilikler artık anlamını yitiriyor mu?

- Yeni bir çağda, çeşitliliği kucaklayan ama düzeni koruyan bir denge mümkün mü?

- “Ortada kalanlar” gerçekten ortada mı, yoksa merkezde mi?

Belki de domates, hepimize sessizce şunu söylüyor:

“Ben hem meyveyim hem sebze. İkisini de olabilirim. Sen neden olamayasın?”

Forumdaşlar, söz sizde…

Domatesin kategorisini değil, anlamını konuşalım.