EliteDizqn
Active member
İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı Horhor semtinde bulunan ve Yasal Sultan Süleyman periyodunda 1562 yılında Has Odabaşı Behruz Ağa tarafınca yaptırılan Horhor Hamamı pay sahibi aile tarafınca 29 milyon liraya satışa çıkarıldı. Aksaray ve Has Odabaşı Hamamı olarak da bilinen 638 metrekarelik yerde bulunan hamamın, 558 metrekarelik ana binası Tescilli Anıt Eser olduğu için, 1. derecede Muhafaza Bölgesinde kalıyor. Tıpkı arsa üstündeki 80 metrekarelik alan ise, şu an konut olarak kullanılıyor.
Hamamın, İstanbul’un yaklaşık 3’te 1’ini harap eden 1756’daki büyük yangından daha sonra şu anki mimari durumuna geldiği biliniyor. Geçmişte halka değil, sarayın seçkinlerine hizmet veren 30 odalı, 3 katlı hamam, yeni alıcılarını bekliyor.
“4 AİLEDEN 22 HİSSEDARI VAR”
Hamamın 4’üncü jenerasyon pay sahibi olan Turgay Kurt, çocukluğunun geçtiği bu yeri satma niçinini anlattı. Kurt, “Hamam 1917 yılından beri bizim ailemizde ve bu hamamı dedemin annesi satın almış. Dedemden de 4 erkek çocuğuna geçmiş. Büyüklerimiz tarafınca işletilerek bu günlere kadar geldi. Mevcut koşullarda 4 ailenin 22 tane hissedarı var. Bir daha sonraki nesle geçtiğinde yaklaşık 22 kişilik ortak sayısı 69’lara çıkacak. Bunu satıp bizden daha sonrakilerin bu biçimde bir sorumluluğa girmesini istemediğimiz için satmak istiyoruz” dedi.
Şofbenlerin bulunmadığı ve sıcak suyun ender bulunduğu devirlerde hamamda hayli fazla sirkülasyon yaşandığını hatırladığını söyleyen Kurt, “Buraya talip olmak isteyen şahıslar, 459 yıllık nadide bir tarihi yapıta sahip olacaklar. bu biçimde bir yatırımı yapacak olan kişi tahminen burayı ticari işletme olarak kullanmak gayesinin haricinde, geleceğe yatırım olarak görürse beklentilerinin fazlaca üstünde bir yarar sağlayacağını düşünüyorum” diye konuştu.
“FİYATI YÜKSELEBİLİR”
Hamamın düzgün bir onarıma gereksinimi olduğunu belirten Kurt, “Aldıktan daha sonra ve düzgün bir onarım çalışması bitiminde hayli daha tarihi doku verilmiş hali ile hizmet edeceği, epeyce daha yüksek çıkarlı bir işletme haline getirebilirler. Aksaray Meydan Projesi’nin gerçekleşmesi halinde buranın ulaşacağı paha artık istediğimiz fiyatın birkaç katına yükselecektir” tabirlerini kullandı.
İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Mimari Onarım Program Lideri Dr. Öğr. Üyesi Fatma Sedes, “Bu hamam klasik hamam mimarisine uygun olarak ve ikili hamam formunda yapılmış. Hamamın tamirat ismi altında değişikliğe uğradığını hatta yanlış restore edildiğini söyleyebiliriz” dedi.
“MİRASLARIMIZI HOR KULLANIYORUZ”
Hamam külçeşidinin korunması gerektiğini söz eden Sedes, “Biz ne yazık ki mirasımızı hor kullanıyoruz. Geçmişten gelen tarihi yapılarımızı, soyut kültürel mirasımızı da hayli hor kullanıyoruz. Benim teklifim bu hamamın rölevesinin, restitüsyon teklifinin ve onarım projesinin yapılarak gerekli müsaadeler alındıktan daha sonra restore edilmesidir. Özgününde hamam olarak yapılmış ancak şu anda işlev değişikliğine uğramış hamamlar var. Ben, hamamlara özgün işlevlerinin verilmesini tavsiye ediyorum” tabirlerini kullandı.
Hamamın, İstanbul’un yaklaşık 3’te 1’ini harap eden 1756’daki büyük yangından daha sonra şu anki mimari durumuna geldiği biliniyor. Geçmişte halka değil, sarayın seçkinlerine hizmet veren 30 odalı, 3 katlı hamam, yeni alıcılarını bekliyor.
“4 AİLEDEN 22 HİSSEDARI VAR”
Hamamın 4’üncü jenerasyon pay sahibi olan Turgay Kurt, çocukluğunun geçtiği bu yeri satma niçinini anlattı. Kurt, “Hamam 1917 yılından beri bizim ailemizde ve bu hamamı dedemin annesi satın almış. Dedemden de 4 erkek çocuğuna geçmiş. Büyüklerimiz tarafınca işletilerek bu günlere kadar geldi. Mevcut koşullarda 4 ailenin 22 tane hissedarı var. Bir daha sonraki nesle geçtiğinde yaklaşık 22 kişilik ortak sayısı 69’lara çıkacak. Bunu satıp bizden daha sonrakilerin bu biçimde bir sorumluluğa girmesini istemediğimiz için satmak istiyoruz” dedi.
Şofbenlerin bulunmadığı ve sıcak suyun ender bulunduğu devirlerde hamamda hayli fazla sirkülasyon yaşandığını hatırladığını söyleyen Kurt, “Buraya talip olmak isteyen şahıslar, 459 yıllık nadide bir tarihi yapıta sahip olacaklar. bu biçimde bir yatırımı yapacak olan kişi tahminen burayı ticari işletme olarak kullanmak gayesinin haricinde, geleceğe yatırım olarak görürse beklentilerinin fazlaca üstünde bir yarar sağlayacağını düşünüyorum” diye konuştu.
“FİYATI YÜKSELEBİLİR”
Hamamın düzgün bir onarıma gereksinimi olduğunu belirten Kurt, “Aldıktan daha sonra ve düzgün bir onarım çalışması bitiminde hayli daha tarihi doku verilmiş hali ile hizmet edeceği, epeyce daha yüksek çıkarlı bir işletme haline getirebilirler. Aksaray Meydan Projesi’nin gerçekleşmesi halinde buranın ulaşacağı paha artık istediğimiz fiyatın birkaç katına yükselecektir” tabirlerini kullandı.
İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Mimari Onarım Program Lideri Dr. Öğr. Üyesi Fatma Sedes, “Bu hamam klasik hamam mimarisine uygun olarak ve ikili hamam formunda yapılmış. Hamamın tamirat ismi altında değişikliğe uğradığını hatta yanlış restore edildiğini söyleyebiliriz” dedi.
“MİRASLARIMIZI HOR KULLANIYORUZ”
Hamam külçeşidinin korunması gerektiğini söz eden Sedes, “Biz ne yazık ki mirasımızı hor kullanıyoruz. Geçmişten gelen tarihi yapılarımızı, soyut kültürel mirasımızı da hayli hor kullanıyoruz. Benim teklifim bu hamamın rölevesinin, restitüsyon teklifinin ve onarım projesinin yapılarak gerekli müsaadeler alındıktan daha sonra restore edilmesidir. Özgününde hamam olarak yapılmış ancak şu anda işlev değişikliğine uğramış hamamlar var. Ben, hamamlara özgün işlevlerinin verilmesini tavsiye ediyorum” tabirlerini kullandı.