EliteDizqn
Active member
IARC Global Kanser Gözlemevi’nin bilgilerine göre 2020 yılında 185 ülkede 36 farklı kanser tipi, kansere bağlı 19,3 milyon yeni hadise ve 10 milyon mevt bildirildi. Her geçen yıl artan global kanser yükü bir epeyce etkene bağlı olsa da enteresan olan mikroorganizmaların da farklı düzeneklerle kanser sebepleri içinde yer alması.
Mikrobiyolog Dr. Öğr. Üyesi İpek Ada Alver, “Virüsler ve bakteriler başta olmak üzere parazitlerin de dahil olduğu mikroorganizmalar, kanser oluşumunu tetikleyici genlerin (onkogenler) salınımını artırarak ve kronik enfeksiyonlarla birlikte hastanın bağışıklık sistemini düşürerek ya da enfekte ettiği bireyin hücrelerinde mutasyona niye olarak kansere niye olabilirler. Bu durum her enfekte hastanın kansere yakalanacağı manasına gelmese de kronik enfeksiyon yaşayanlar ve bağışıklık sistemi düşük bireyler risk altındadırlar” dedi.
BİRÇOK KANSERE niye OLABİLİR
Bedende çeşitli bölgesindeki hücrelerin çok ve denetimsiz çoğalması olarak tanımlanan kansere niye olan etkenler içinde mikroorganizmaların da kıymetli bir yer tuttuğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi İpek Ada Alver, “Hepatit B (HBV) ve Hepatit C (HCV) virüsleri karaciğer kanserine yol açarken, İnsan T-hücresi lenfotropik virüsü 1 (HTLV-1) lösemi ve lenfomaya, İnsan Papilloma Virüsü (HPV) ağzı ve rahim ağzı kanserine, Epstein-Barr Virüsü (EBS) lenfoma, mide ve yutak kanserlerine, Kaposi Sarkomu Bağlı Herpesvirüsü (KSHV) lenf ve kan damarlarını kapsayan kansere ve Merkel Hücre Polyomavirüsü (MCPV) cilt kanserine yol açar. Bunlar, virüslerin niye olduğu kanser cinslerinden yalnızca birkaçına örnek olsa da bilhassa rahimağzı kanseri, lenfoma ve lösemiye bağlı ölümlerin birinci sırada yer aldığı unutulmamalıdır. Virüslerin yanında kansere niye olan bakteriler de bulunmaktadır ve bunlardan en değerlisi mide ve bağırsak kanserine niye olan Helicobacter pylori’dir” bilgisini paylaştı.
ÇİĞ ET VE DÜZGÜN YIKANMAMIŞ MEYVE-SEBZEDEN BULAŞAN PARAZİTLERE DİKKAT
“Diğer yandan cinsel yolla bulaşan ve belsoğukluğu hastalığına niye olan Neisseria gonorrhoeae bakterisi de rahim, serviks ya da prostat kanserine niye olabilmekte iken Salmonella ve Escherichia coli bakterileri de kolon ve mesane kanserilerine niye olabilmektedir” diyen İpek Ada Alver, bakteri ve virüslerin yanında parazitlerin de kansere niye olabildiğine dikkat çekerek, “Özellikle çiğ et ve yeterli yıkanmamış meyve-sebzeden bulaşan parazitler, insanlarda ömürleri boyunca yaşayabilir ve kronik enfeksiyonlara niye olabilir. Chlamydia trachomatis, serviks ve rahim ağzı kanserlerine, Schistosoma haematobium ise mesane kanserlerine yol açarken, birtakım parazitik kurtlar da safra kesesi, karaciğer ve pankreas kanserlerinin oluşumunu tetiklemektedir” diye konuştu.
KANSERLİ HASTALARIN KAÇI MİKROORGANİZMA KAYNAKLI BİLİNMİYOR
Mikroorganizmaların, onkogenlerin salınımını arttırması, tümör baskılayıcı genlerin tabirini durdurması, hücrelerde mutasyon meydana getirmesi, bağışıklık sistemini düşürmesi ve DNA hasar karşılıklarını bozarak kansere niye olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi İpek Ada Alver, “Türkiye Kanser İstatistikleri datalarına bakılırsa, kanserli hasta olay sayısı 233 bin 834 ve kansere bağlı hayat kaybı sayısı 126 bin 335 olarak bildirilmiştir. Vefat oranları ve görülme sıklığı en yüksek birinci 5 kanser çeşidi ise akciğer kanseri, göğüs kanseri, kolorektal (kalın bağırsak) kanser, prostat kanseri ve tiroid kanseri olarak açıklanmıştır. Lakin kanser olaylarından kaçının mikroorganizma kaynaklı olduğu bilinmemektedir. Kanserin etken kaynağı bilinirse ve şayet bu durum mikroorganizma kaynaklı ise erken teşhis ve tedavide yarar sağlayacağından kanser-mikroorganizma etkileşimi üzerine yapılan araştırmaların arttırılması gerekmektedir” diyerek kelamlarını noktaladı.
Mikrobiyolog Dr. Öğr. Üyesi İpek Ada Alver, “Virüsler ve bakteriler başta olmak üzere parazitlerin de dahil olduğu mikroorganizmalar, kanser oluşumunu tetikleyici genlerin (onkogenler) salınımını artırarak ve kronik enfeksiyonlarla birlikte hastanın bağışıklık sistemini düşürerek ya da enfekte ettiği bireyin hücrelerinde mutasyona niye olarak kansere niye olabilirler. Bu durum her enfekte hastanın kansere yakalanacağı manasına gelmese de kronik enfeksiyon yaşayanlar ve bağışıklık sistemi düşük bireyler risk altındadırlar” dedi.
BİRÇOK KANSERE niye OLABİLİR
Bedende çeşitli bölgesindeki hücrelerin çok ve denetimsiz çoğalması olarak tanımlanan kansere niye olan etkenler içinde mikroorganizmaların da kıymetli bir yer tuttuğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi İpek Ada Alver, “Hepatit B (HBV) ve Hepatit C (HCV) virüsleri karaciğer kanserine yol açarken, İnsan T-hücresi lenfotropik virüsü 1 (HTLV-1) lösemi ve lenfomaya, İnsan Papilloma Virüsü (HPV) ağzı ve rahim ağzı kanserine, Epstein-Barr Virüsü (EBS) lenfoma, mide ve yutak kanserlerine, Kaposi Sarkomu Bağlı Herpesvirüsü (KSHV) lenf ve kan damarlarını kapsayan kansere ve Merkel Hücre Polyomavirüsü (MCPV) cilt kanserine yol açar. Bunlar, virüslerin niye olduğu kanser cinslerinden yalnızca birkaçına örnek olsa da bilhassa rahimağzı kanseri, lenfoma ve lösemiye bağlı ölümlerin birinci sırada yer aldığı unutulmamalıdır. Virüslerin yanında kansere niye olan bakteriler de bulunmaktadır ve bunlardan en değerlisi mide ve bağırsak kanserine niye olan Helicobacter pylori’dir” bilgisini paylaştı.
ÇİĞ ET VE DÜZGÜN YIKANMAMIŞ MEYVE-SEBZEDEN BULAŞAN PARAZİTLERE DİKKAT
“Diğer yandan cinsel yolla bulaşan ve belsoğukluğu hastalığına niye olan Neisseria gonorrhoeae bakterisi de rahim, serviks ya da prostat kanserine niye olabilmekte iken Salmonella ve Escherichia coli bakterileri de kolon ve mesane kanserilerine niye olabilmektedir” diyen İpek Ada Alver, bakteri ve virüslerin yanında parazitlerin de kansere niye olabildiğine dikkat çekerek, “Özellikle çiğ et ve yeterli yıkanmamış meyve-sebzeden bulaşan parazitler, insanlarda ömürleri boyunca yaşayabilir ve kronik enfeksiyonlara niye olabilir. Chlamydia trachomatis, serviks ve rahim ağzı kanserlerine, Schistosoma haematobium ise mesane kanserlerine yol açarken, birtakım parazitik kurtlar da safra kesesi, karaciğer ve pankreas kanserlerinin oluşumunu tetiklemektedir” diye konuştu.
KANSERLİ HASTALARIN KAÇI MİKROORGANİZMA KAYNAKLI BİLİNMİYOR
Mikroorganizmaların, onkogenlerin salınımını arttırması, tümör baskılayıcı genlerin tabirini durdurması, hücrelerde mutasyon meydana getirmesi, bağışıklık sistemini düşürmesi ve DNA hasar karşılıklarını bozarak kansere niye olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi İpek Ada Alver, “Türkiye Kanser İstatistikleri datalarına bakılırsa, kanserli hasta olay sayısı 233 bin 834 ve kansere bağlı hayat kaybı sayısı 126 bin 335 olarak bildirilmiştir. Vefat oranları ve görülme sıklığı en yüksek birinci 5 kanser çeşidi ise akciğer kanseri, göğüs kanseri, kolorektal (kalın bağırsak) kanser, prostat kanseri ve tiroid kanseri olarak açıklanmıştır. Lakin kanser olaylarından kaçının mikroorganizma kaynaklı olduğu bilinmemektedir. Kanserin etken kaynağı bilinirse ve şayet bu durum mikroorganizma kaynaklı ise erken teşhis ve tedavide yarar sağlayacağından kanser-mikroorganizma etkileşimi üzerine yapılan araştırmaların arttırılması gerekmektedir” diyerek kelamlarını noktaladı.