EliteDizqn
Active member
Strese bağlı olarak gelişen hastalıklar hakkında bilgi veren Klinik Psikolog Kübra Bozkurt, “Neyin strese/gerilime niye olduğunu, gerilimi artıran faktörlerin neler olduğunu fark etmeniz lazım” sözlerini kullandı.
Bozkurt, gerilimin günümüzde biroldukca beşerden duyulan bir sıhhat sorunu olduğunu belirterek, gerilimin, fizikî ve ruhsal sıhhati olumsuz etkileyen, ömür şartlarını elverişsiz hale getiren bir faktör olduğunun altını çizdi.
“STRESİ ARTIRAN FAKTÖRLERİN NELER OLDUĞUNU FARK ETMENİZ LAZIM”
niçinin yalnızca yaşanan olayların şahısların üstündeki ağır tesirleri olabileceği üzere, olay hakkındaki niyetlerin de gerilimli olmaya yol açtığının altını çizen Bozkurt, gerilimin fizikî tesirlerine yönelik şunları kaydetti:
Bozkurt, gerilimin azaltılması ve üstesinden gelinmesi için yapılması gerekenler hakkında da bilgi verdi.
Stres ile baş edebilme yollarını örneklerle açıklayan Uzman Klinik Psikolog Kübra Bozkurt şu ayrıntıları verdi:
Bozkurt, “Ama birer robot değiliz. Donup kaldığımız, ne yapacağımızı bilemediğimiz, tahlil üretemediğimiz anlarımız olabilir. O anlarda uygulayacağımız tahliller aşikâr. Açık havaya çıkın, yürüyüş yapın. Balkonda yahut dışarıda bir yerde oturarak nefes idmanı yapın. Burundan yavaş yavaş nefes alarak, ağızdan yavaş yavaş nefes vererek yapın. 1 dakikadan fazla yapmak yavaşça bir baş dönmesine niye olabilir. Temel gereksinimlerinizin karşılandığına emin olun, uykusuz ve aç iken probleme odaklanamazsınız. Gerilimli hissetmenize niye olan sorunu kağıda yazın. Kağıdın en başına hedeflediğiniz kararı yazın. Büyük gayenin altına aklınıza gelen tüm tahlil yollarına yazın ve bunları sıradanten zora yanlışsız sıralayın. En sıradan adımdan başlayın” tabirlerini kullandı.
Daha karmaşık, güç adımlarda dayanak alınması gerektiğinin altını çizen Kübra Bozkurt, şu tekliflerde bulundu:
Bozkurt, gerilimin günümüzde biroldukca beşerden duyulan bir sıhhat sorunu olduğunu belirterek, gerilimin, fizikî ve ruhsal sıhhati olumsuz etkileyen, ömür şartlarını elverişsiz hale getiren bir faktör olduğunun altını çizdi.
“STRESİ ARTIRAN FAKTÖRLERİN NELER OLDUĞUNU FARK ETMENİZ LAZIM”
niçinin yalnızca yaşanan olayların şahısların üstündeki ağır tesirleri olabileceği üzere, olay hakkındaki niyetlerin de gerilimli olmaya yol açtığının altını çizen Bozkurt, gerilimin fizikî tesirlerine yönelik şunları kaydetti:
- “Sürekli gerilime maruz kalmak ve bununla nasıl baş edileceğini bilmemek yalnızca ruhsal hastalıklara değil, fizikî hastalıklara da yol açabilir. ‘Stresten hastalandım’ yahut ‘Stresli bir hayatım olduğu için’ üzere tabirlerin biyolojik açıklamaları olabilir. Bedenimiz kendini tehdit edilmiş hissettiği anda savunmaya geçer. Bedeni müdafaa altına almak, savaş ya da kaç sonucunı verebilmek için beyin hipofiz bezini çalıştırarak kortizol hormonunun salgılanmasını sağlar.
- O anda, karşılaştığımız ‘tehdit’ ögesine yönelik muhtaçlığımız olan işlevsel fonksiyonları yerine getirir kortizol hormonu. Bize gereken enerjiyi sağlar. Kortizol, bir öteki ismiyle gerilim hormonu, kıymetli anlarda salgılanarak hayatımızı korur. Lakin daima tehdit altında, gergin olmak, bu hormonun devamlı salgılanması manasına gelir. Kortizol hormonunun yüksek olması bağışıklığımızı düşürdüğü üzere, birfazlaca hastalığa niye olmaktadır.
- Strese bağlı olarak gelişen fizikî hastalıklarda tıbbi tedavi almanız gerekir ancak bunun öncesinde kendi öz değerlendirmenizi yapıp, neyin strese/gerilime niye olduğunu, gerilimi artıran faktörlerin neler olduğunu fark etmeniz lazım. Öncelikle kendinize şunları sorun: ‘Şu an kaygılı/tedirgin hissediyor muyum?, Beni huzursuz eden bir şey var mı?, Uykumu/iştahımı kaçıran bir olay oldu mu?, Hayattan keyif alabiliyor muyum?, Andan kopup, zihnimi meşgul eden telaşlarım var mı?’ Şayet bu soruların birçoğuna yanıtınız evet ise, sizi gerilime sokan bir yaşantınız var demektir. Sorunu kabullenmek tahlilin birinci adımıdır. daha sonraki adım ise, tahlili küçük modüllere bölüp en sıradan adımdan başlamaktır.”
Bozkurt, gerilimin azaltılması ve üstesinden gelinmesi için yapılması gerekenler hakkında da bilgi verdi.
Stres ile baş edebilme yollarını örneklerle açıklayan Uzman Klinik Psikolog Kübra Bozkurt şu ayrıntıları verdi:
- “Stresinizi artıran bir iş yükünüz var, gerilim düzeyiniz önemli manada yükseldiği için sağlıklı düşünüp, sağlıklı karar veremiyorsunuz. Projenin bitiş tarihi yaklaştığı için de geriliminiz yükseliyor ve konsantrasyonunuz düşüyor, dikkatiniz dağılıyor. Sonuç olarak projeye odaklanıp adım atamıyorsunuz. Projeye başlayamadığınız için yöneticinizin baskısı artıyor, işten çıkarılma ihtimali ortaya çıkıyor. Ve bunların hepsi mevcut gerilimi beslediği için dikkatinizi toparlamakta daha fazlaca zorlanıyorsunuz.
- Bir kısır döngünün içine girmiş üzere hissedebilirsiniz. Birinci adım, sorunu küçük modüllere bölmektir. Projeyi küçük modüllere bölün, yapılması gereken birinci adımı belirleyin. Küçülttüğünüz maksatlarda yapamayacağınızı düşündüğünüz adımlar var ise o husus hakkında araştırma yapın, takviye alın. Vakit planlaması yapın.
- Projenin bir bitiş tarihi var. Tüm adımlar son bir saatte halledilemeyeceği üzere, her adıma da farklı vakit dilimi ayırmak gerekebilir. Yöneticinizin tavırları sizi huzursuz ediyor olabilir. Bu tavırların sizi ne kadar rahatsız ettiğini ve bu yüzden projeye odaklanamayıp, süratli bir sonuç alamadığınızı yöneticinize söz edin.
- Ve projeye yüklediğiniz mana. Nitekim bu proje başarılı bir biçimde ve vaktinde bitirilmezse, bu durum, iş ömrünüzde kendinizi başarısız hissetmenize mi niye olacak? Bunun gerçekliğini pahalandırmak için muvaffakiyet olarak kendinize neyi kıstas aldığınızı düşünün.”
Bozkurt, “Ama birer robot değiliz. Donup kaldığımız, ne yapacağımızı bilemediğimiz, tahlil üretemediğimiz anlarımız olabilir. O anlarda uygulayacağımız tahliller aşikâr. Açık havaya çıkın, yürüyüş yapın. Balkonda yahut dışarıda bir yerde oturarak nefes idmanı yapın. Burundan yavaş yavaş nefes alarak, ağızdan yavaş yavaş nefes vererek yapın. 1 dakikadan fazla yapmak yavaşça bir baş dönmesine niye olabilir. Temel gereksinimlerinizin karşılandığına emin olun, uykusuz ve aç iken probleme odaklanamazsınız. Gerilimli hissetmenize niye olan sorunu kağıda yazın. Kağıdın en başına hedeflediğiniz kararı yazın. Büyük gayenin altına aklınıza gelen tüm tahlil yollarına yazın ve bunları sıradanten zora yanlışsız sıralayın. En sıradan adımdan başlayın” tabirlerini kullandı.
Daha karmaşık, güç adımlarda dayanak alınması gerektiğinin altını çizen Kübra Bozkurt, şu tekliflerde bulundu:
- “Sağlıklı bir uyku. 6-8 saat aralığının dışına taşan uyku nizamı daha gergin olmanıza yol açar. Yemek saatlerinizi atlamayın, sağlıklı ve istikrarlı beslenmeye çalışın. Fizikî hareket fizikî ve ruhsal sıhhat için epey değerlidir. Daha dinç daha enerjik olacaksınız. Toplumsal ömrünüzden fedakarlık yapmayın. Arkadaşlarınızla ve ailenizle buluşma rutininiz olsun. Eğlenebildiğiniz aktivitelere katılın. Gülüp, kahkaha atabileceğiniz sinemalar, diziler izleyin. Kahkaha atmak gerilimin esas düşmanıdır.
- Evcil hayvan sahiplenebilirsiniz. Onların dostluğunun bize büyük bir yardımı var. Büyük bir meşguliyetiniz olmadan, sessiz, sakin vakit geçirmek de insanı rahatlatır. Çay kahve üzere kafeini yüksek içecekler gerginliği artırır. Ölçüsü azaltın. ömrünüzün biroldukça noktasına temas eden ve artık baş edemediğimiz bir gerilim var ise profesyonel yardım alın. Bir psikologla konuşup, sorunu çözmek daha süratli tahlil bulmanızı sağlayacaktır.”