CODerFluer
New member
Myanmar’daki internet haber sitesi Kamayut Media’nın kurucusu ve baş editörü ABD’li gazeteci Nathan Maung, 15 Haziran’da ABD’ye hudut dışı edilmedilk evvel yaklaşık 3,5 ay boyunca ordunun muhalifleri topladığı bir cezaevinde tutuldu. Maung, Kasım 2020 yılında idareye el koyan Myanmar ordusunun muhalefet önderleri hakkında bilgi almak için muhaliflere azap ettiğini sav etti.
CNN Business’ın haberine göre, Myanmar güvenlik güçlerinin ofislerine düzenlediği bir baskın sırasında tutuklandığını aktaran Maung, kendisini ve gazeteci arkadaşı Hanthar Nyein’i yaklaşık iki hafta Yangon kentindeki kapalı bir askeri sorgu merkezinde tuttuklarını aktararak orada geçirdiği vakti “cehennem” olarak nitelendirdi.
‘ABD VATANDAŞI OLDUĞUMUZU ÖĞRENİNCE DAYAĞI KESTİLER’
Nathan Maung, sorgulama merkezinde dövüldüklerini, iki gün su ve üç gün yemek verilmediğini belirterek “Orada olduğumuz iki hafta boyunca daima kelepçeliydik ve gözlerimiz bağlıydı.” dedi.
Göz bağı ve kelepçeyle başlayan sorgunun, daima yüzlerine, ellerine ve omuzlarına atılan tekmelerle devam ettiğini lisana getiren Maung, “Her yanıtta bizi dövdüler. Yanlışsız ya da yanlış ne karşılık verirsek verelim bizi dövdüler. Üç gün boyunca, durmadan.” sözünü kullandı.
Nathan Maung’un dördüncü gün askerler kendisinin ABD vatandaşı olduğunu öğrendiklerinde ise dayakların durduğunu belirtti.
Maung, sorgulama merkezindeki son gününde gözbağını çıkardıklarını, kaldığı odada yalnızca bir masa ve sandalyenin olduğunu, uyumaları için ellerini önden kelepçelediklerini ama buna müsaade vermeyerek her 5 dakikada bir gelip sorguya başladıklarını söylemiş oldu.
‘ARKADAŞIM DAHA MAKUS MUAMELE GÖRDÜ’
Arkadaşı Hanthar Nyein’in kendisinden daha fazla azap gördüğünü kaydeden Maung, “Nyein, Myanmar asıllı olduğu için daha makus muamele gördü. İki gün kadar zorla yere diz çöktürdüler. Derisinde sigara yanıkları vardı.” dedi.
Nathan Maung, askerlerin meslektaşı Nyein’den yüksek profilli muhalif ve aktivist önderlerle olan şifreli irtibatlarını ve kendisinin telefonuna erişmelerini sağlayacak şifresini istediklerini ancak Nyein’in günlerce direndiğini, sordukları her soruya ya yanıt vermediğini ya da yanlış karşılıklar verdiğini kaydetti.
Lakin gardiyanlar Nyein’i tecavüz etmekle tehdit edince arkadaşının direncinin kırıldığını belirten Maung, “Nyein buna dayanamadı, şifresini ve bildiklerini anlattı ve onu dövmeyi bıraktılar.” dedi. Maung, şu anda ABD’de olsa da memnun olmadığını, Amerikan vatandaşlığı niçiniyle hür bırakıldığı için suçluluk hissettiğini söylemiş oldu.
Myanmar ordusunun halkına karşı bu acımasız ve kanunsuz tavrına memleketler arası toplumun seyirci kalamayacağını vurgulayan Maung, Myanmar ordusuna karşı müdahale davetinde bulundu.
NE OLMUŞTU?
Myanmar ordusu, 8 Kasım 2020’deki genel seçimlerde hile yapıldığı savlarının ortaya atılması ve ülkede siyasi tansiyon yaşanmasının akabinde 1 Şubat’ta idareye el koymuştu.
Ordu, ülkenin fiili önderi ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere bir hayli yetkili ile iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve bir yıllığına olağanüstü hal ilan etmişti.
Myanmar ordusunun darbe aksisi protestocu ve isyancı kümelere silahlı müdahalesi kararı bugüne kadar 881 kişi hayatını kaybetti, binlerce gösterici gözaltına alındı.
Ülkede geniş iştirakli şovlar sürerken, üst seviye hükümet yetkililerinin askeri mahkemede yargılanmalarına devam ediliyor.
CNN Business’ın haberine göre, Myanmar güvenlik güçlerinin ofislerine düzenlediği bir baskın sırasında tutuklandığını aktaran Maung, kendisini ve gazeteci arkadaşı Hanthar Nyein’i yaklaşık iki hafta Yangon kentindeki kapalı bir askeri sorgu merkezinde tuttuklarını aktararak orada geçirdiği vakti “cehennem” olarak nitelendirdi.
‘ABD VATANDAŞI OLDUĞUMUZU ÖĞRENİNCE DAYAĞI KESTİLER’
Nathan Maung, sorgulama merkezinde dövüldüklerini, iki gün su ve üç gün yemek verilmediğini belirterek “Orada olduğumuz iki hafta boyunca daima kelepçeliydik ve gözlerimiz bağlıydı.” dedi.
Göz bağı ve kelepçeyle başlayan sorgunun, daima yüzlerine, ellerine ve omuzlarına atılan tekmelerle devam ettiğini lisana getiren Maung, “Her yanıtta bizi dövdüler. Yanlışsız ya da yanlış ne karşılık verirsek verelim bizi dövdüler. Üç gün boyunca, durmadan.” sözünü kullandı.
Nathan Maung’un dördüncü gün askerler kendisinin ABD vatandaşı olduğunu öğrendiklerinde ise dayakların durduğunu belirtti.
Maung, sorgulama merkezindeki son gününde gözbağını çıkardıklarını, kaldığı odada yalnızca bir masa ve sandalyenin olduğunu, uyumaları için ellerini önden kelepçelediklerini ama buna müsaade vermeyerek her 5 dakikada bir gelip sorguya başladıklarını söylemiş oldu.
‘ARKADAŞIM DAHA MAKUS MUAMELE GÖRDÜ’
Arkadaşı Hanthar Nyein’in kendisinden daha fazla azap gördüğünü kaydeden Maung, “Nyein, Myanmar asıllı olduğu için daha makus muamele gördü. İki gün kadar zorla yere diz çöktürdüler. Derisinde sigara yanıkları vardı.” dedi.
Nathan Maung, askerlerin meslektaşı Nyein’den yüksek profilli muhalif ve aktivist önderlerle olan şifreli irtibatlarını ve kendisinin telefonuna erişmelerini sağlayacak şifresini istediklerini ancak Nyein’in günlerce direndiğini, sordukları her soruya ya yanıt vermediğini ya da yanlış karşılıklar verdiğini kaydetti.
Lakin gardiyanlar Nyein’i tecavüz etmekle tehdit edince arkadaşının direncinin kırıldığını belirten Maung, “Nyein buna dayanamadı, şifresini ve bildiklerini anlattı ve onu dövmeyi bıraktılar.” dedi. Maung, şu anda ABD’de olsa da memnun olmadığını, Amerikan vatandaşlığı niçiniyle hür bırakıldığı için suçluluk hissettiğini söylemiş oldu.
Myanmar ordusunun halkına karşı bu acımasız ve kanunsuz tavrına memleketler arası toplumun seyirci kalamayacağını vurgulayan Maung, Myanmar ordusuna karşı müdahale davetinde bulundu.
NE OLMUŞTU?
Myanmar ordusu, 8 Kasım 2020’deki genel seçimlerde hile yapıldığı savlarının ortaya atılması ve ülkede siyasi tansiyon yaşanmasının akabinde 1 Şubat’ta idareye el koymuştu.
Ordu, ülkenin fiili önderi ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere bir hayli yetkili ile iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve bir yıllığına olağanüstü hal ilan etmişti.
Myanmar ordusunun darbe aksisi protestocu ve isyancı kümelere silahlı müdahalesi kararı bugüne kadar 881 kişi hayatını kaybetti, binlerce gösterici gözaltına alındı.
Ülkede geniş iştirakli şovlar sürerken, üst seviye hükümet yetkililerinin askeri mahkemede yargılanmalarına devam ediliyor.