LinkedIn bültenler, Türkiye’deki kullanıcılara açıldı. Yaklaşık 1 yıldır LinkedIn’in pilot kullanıcılarla test ettiği uygulama artık LinkedIn’deki her kullanıcıya açık.
LinkedIn denince akla gelen birinci isimlerden biri olan Gamze Nurluoğlu, 1 yılı aşkındır Türkiye’deki tek pilot kullanıcısı olduğu LinkedIn bültenler uygulamasının 3 adımda gerçek ve tesirli kullanmasını anlatıyor.
LinkedIn, bülten kullanım özelliğini son yaptığı duyuru ile Türkiye’deki kullanıcılara da açtığını ilan etti. Tüm platformlar için son yılların öne çıkan konusu “bülten gönderimi” ile bireyler, şirketler bildirilerini, tanıtımlarını muhakkak dönemlerde abonelerine daha süratli ulaştırabiliyor. Bülten pazarına son giren LinkedIn ise bu mevzuyu 1 yıldır test evresinde tutuyordu ve yalnızca pilot kullanıcılar kullanabiliyordu. Türkiye’den pilot kullanıcı olarak yer alan ve 1 yıldır Türkiye’nin birinci LinkedIn bülteni olan “Sadece 20 Dakikada Gündem” LinkedIn bültenini yayımlayan eğitmen ve dijital irtibat profesyoneli Gamze Nurluoğlu bülten kullanmasında tesirli olmayı 3 adımda sıralıyor.
LinkedIn bültenler tıpkı öbür bültenler üzere abonelik sistemi ile çalışıyor ve şirketlere / bireylere günlük, haftalık yahut aylık olarak yayın yapma imkanı veriyor. Bültene abone şahıslara paylaşım yapıldığında hem linkedIn ortasından bildirim tıpkı vakitte e-mail olarak bilgi gidiyor. Bu sebeple okunma oranlarının pek yüksek olduğu bültenlerin en kıymetli noktası abonelikler. Abonelikler LinkedIn’deki faal profillere bağlı olduğu için abone listesi her vakit aktüel ve spam’den uzak kalabiliyor.
1. Yayımlama Sıklığınızı Belirleyin
“Bülten” ismini almış olmasının pek natürel bir maksadı var; tertipli bir paylaşım akışı oluşturmak. Şayet bülten özelliğini kullanacaksanız kesinlikle muhakkak bir çoğunlukla paylaşım yapmalısınız. Bu sizin için tahminen ayda bir, diğeri için haftada bir olabilir. Kıymetli olan; makul bir dönemde planlıyor olmak. Aksi biçimde Linkedin esasen post paylaşım ve makale alanıyla istediğiniz an içerik üretmenize imkan tanıyor. Yayınlama sıklığını takiben dikkate almanız gereken başka bir nokta ise paylaşım saati. Linkedin bülteni abonelik sistemi üzerine çalışıyor. Bülten abonelerinize şu bildirisi vermelisiniz; “ben muhakkak bir saatte bu bülteni her şartta yayımlayacağım.” Bu neye yarayacak derseniz; hem bülteniniz için sadık abonelerin olmasını birebir vakitte Linkedin tarafınca tesirli bir bülten kullanıcısı olarak değerlendirilmenizi sağlayacak.
2. Konsept Oluşturun
Linkedin, bültene bir isim atamanızı istiyor. Bu da demek oluyor ki bu bültenin bir teması var. Natürel her bültende farklı isim kullanmanız da mümkün; fakat bu biçimde bu bültenin bir konsepti olmaz ve ürettiğiniz her bülten birbirinden bağımsız içeriklere dönüşür. Öncelikle hangi alanda, hangi konularda içerik üretmek istediğinize karar verin ve bu alanlarda bir konsept dahilinde belirlediğiniz çoğunlukla içerik üretimi yapacak kadar materyaliniz var mı? Yani sürdürülebilir bir konsept yaratabilecek misiniz buna dikkat edin. Tüm bunları tahlil ettikten daha sonra bülteninizin uzun vadede markalaşmasını sağlamak için bir isim atayın.
3. Bülten Araçlarını Kullanın
Linkedin bülten, bir fazlaca özellik barındırıyor. Görsel ve görüntü ekleme, link verme, slayt linki paylaşma üzere bir epeyce seçeneğiniz var. Linkedin, bu araçları kullanmanızı istiyor. Eklediğiniz yazılara bahisle ilgili olarak görsel ve görüntü ekleyerek ya da yönlendirme yapacağınız vakit slayt ya da farklı bir link ekleyerek bülteninizi zenginleştirebilirsiniz. Bu hem içeriğin daha okunabilir, dikkat alımlı olmasını sağlayacak tıpkı vakitte Linkedin tarafınca bedelli bulunacaktır.
“LinkedIn bültenler ömrümüze girdiğinden beri 64 farklı bülten yayımladık ve her hafta nizamlı olarak 28 bini aşkın aboneye ulaştık. Siz de tesirli bir içerik oluşturucu olmak, şahsi markanızı güçlendirmek istiyorsanız yeni yılda kesinlikle LinkedIn bültenini irtibat planlarınıza dahil edin, daha epey şahsa ulaşın.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
LinkedIn denince akla gelen birinci isimlerden biri olan Gamze Nurluoğlu, 1 yılı aşkındır Türkiye’deki tek pilot kullanıcısı olduğu LinkedIn bültenler uygulamasının 3 adımda gerçek ve tesirli kullanmasını anlatıyor.
LinkedIn, bülten kullanım özelliğini son yaptığı duyuru ile Türkiye’deki kullanıcılara da açtığını ilan etti. Tüm platformlar için son yılların öne çıkan konusu “bülten gönderimi” ile bireyler, şirketler bildirilerini, tanıtımlarını muhakkak dönemlerde abonelerine daha süratli ulaştırabiliyor. Bülten pazarına son giren LinkedIn ise bu mevzuyu 1 yıldır test evresinde tutuyordu ve yalnızca pilot kullanıcılar kullanabiliyordu. Türkiye’den pilot kullanıcı olarak yer alan ve 1 yıldır Türkiye’nin birinci LinkedIn bülteni olan “Sadece 20 Dakikada Gündem” LinkedIn bültenini yayımlayan eğitmen ve dijital irtibat profesyoneli Gamze Nurluoğlu bülten kullanmasında tesirli olmayı 3 adımda sıralıyor.
LinkedIn bültenler tıpkı öbür bültenler üzere abonelik sistemi ile çalışıyor ve şirketlere / bireylere günlük, haftalık yahut aylık olarak yayın yapma imkanı veriyor. Bültene abone şahıslara paylaşım yapıldığında hem linkedIn ortasından bildirim tıpkı vakitte e-mail olarak bilgi gidiyor. Bu sebeple okunma oranlarının pek yüksek olduğu bültenlerin en kıymetli noktası abonelikler. Abonelikler LinkedIn’deki faal profillere bağlı olduğu için abone listesi her vakit aktüel ve spam’den uzak kalabiliyor.
1. Yayımlama Sıklığınızı Belirleyin
“Bülten” ismini almış olmasının pek natürel bir maksadı var; tertipli bir paylaşım akışı oluşturmak. Şayet bülten özelliğini kullanacaksanız kesinlikle muhakkak bir çoğunlukla paylaşım yapmalısınız. Bu sizin için tahminen ayda bir, diğeri için haftada bir olabilir. Kıymetli olan; makul bir dönemde planlıyor olmak. Aksi biçimde Linkedin esasen post paylaşım ve makale alanıyla istediğiniz an içerik üretmenize imkan tanıyor. Yayınlama sıklığını takiben dikkate almanız gereken başka bir nokta ise paylaşım saati. Linkedin bülteni abonelik sistemi üzerine çalışıyor. Bülten abonelerinize şu bildirisi vermelisiniz; “ben muhakkak bir saatte bu bülteni her şartta yayımlayacağım.” Bu neye yarayacak derseniz; hem bülteniniz için sadık abonelerin olmasını birebir vakitte Linkedin tarafınca tesirli bir bülten kullanıcısı olarak değerlendirilmenizi sağlayacak.
2. Konsept Oluşturun
Linkedin, bültene bir isim atamanızı istiyor. Bu da demek oluyor ki bu bültenin bir teması var. Natürel her bültende farklı isim kullanmanız da mümkün; fakat bu biçimde bu bültenin bir konsepti olmaz ve ürettiğiniz her bülten birbirinden bağımsız içeriklere dönüşür. Öncelikle hangi alanda, hangi konularda içerik üretmek istediğinize karar verin ve bu alanlarda bir konsept dahilinde belirlediğiniz çoğunlukla içerik üretimi yapacak kadar materyaliniz var mı? Yani sürdürülebilir bir konsept yaratabilecek misiniz buna dikkat edin. Tüm bunları tahlil ettikten daha sonra bülteninizin uzun vadede markalaşmasını sağlamak için bir isim atayın.
3. Bülten Araçlarını Kullanın
Linkedin bülten, bir fazlaca özellik barındırıyor. Görsel ve görüntü ekleme, link verme, slayt linki paylaşma üzere bir epeyce seçeneğiniz var. Linkedin, bu araçları kullanmanızı istiyor. Eklediğiniz yazılara bahisle ilgili olarak görsel ve görüntü ekleyerek ya da yönlendirme yapacağınız vakit slayt ya da farklı bir link ekleyerek bülteninizi zenginleştirebilirsiniz. Bu hem içeriğin daha okunabilir, dikkat alımlı olmasını sağlayacak tıpkı vakitte Linkedin tarafınca bedelli bulunacaktır.
“LinkedIn bültenler ömrümüze girdiğinden beri 64 farklı bülten yayımladık ve her hafta nizamlı olarak 28 bini aşkın aboneye ulaştık. Siz de tesirli bir içerik oluşturucu olmak, şahsi markanızı güçlendirmek istiyorsanız yeni yılda kesinlikle LinkedIn bültenini irtibat planlarınıza dahil edin, daha epey şahsa ulaşın.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı