EliteDizqn
Active member
Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Kent Hastanesi Başhekimi ve Kalp Damar Cerrahisi Opr. Dr. Onar, koronavirüs başladığı günden bu yana kalp- damar hastalıklarında besbelli artış olduğunu söylemiş oldu.
Onar, “Koronavirüs, birinci başladığında yüzde 5 kalp hastalığını, yüzde 2,5 de damar tıkanıklığı hastalığını artırdı. Bunu şöyleki yorumlamak da mümkün. Koronavirüs enfeksiyonuna sahip şahıslar aslında hastalığı geçirdiklerini bilmeden ya da önemsemeden akut damar hastalığı, akut koroner sendrom kalp krizi, periferik damar tıkanıklığı, bunun yanında retinal alternatif tıkanmasına bağlı süreksiz ya da kalıcı görme kayıplarıyla hastanemize müracaatlar oldu. ötürüsıyla bu hastaların da koronavirüs enfeksiyonu geçirdiğini yaptığımız rutin testlerle ortaya koyarak, hastalığın aslında bu klinik presentasyonla yani bu semptomlarla da ortaya çıkabileceğini ortaya koymuş olduk” dedi.
‘ÖNCELİKLİ GAYEMİZ HAYAT KURTARMAK’
Hastalarda birinci evvelarinin hayatlarını kurtarmak olduğunu vurgulayan Opr. Dr. Onar, “Bu hastalara tabi koronavirüs enfeksiyonuna sahip hastalarda kalp krizi ya da periferik damar tıkanıklığı ya da önemli başka damar tıkanıklığı sebebine sahip hastalarda koronavirüsün tedavisi biraz daha geri planda kalıyor” diye konuştu.
2 YIL ÖNCESİNDE BU KADAR BİR ARTIŞ VAR MIYDI?
Onar, kelamlarına şu biçimde devam etti:
“Öncelikli hedefimiz hastanın ömrünü kurtarmak, periferik damar tıkanıklığına bağlı uzuv kaybını engellemek ya da görme kaybını yerine getirebilmek için ön tedavileri bu türlü başlıyoruz. Koronavirüs tedavisinde daha geri planda tutuyoruz fakat çabucak peşi sıra da koronavirüsle alakalı tedaviler başlıyordu. Bilhassa 65 yaşın üzerinde diyabetik, hipertansif ve sirkülasyon sorunu daha öncesinden bilinen hastalarda damar sorunları ve kalp sorunları daha fazla ortaya çıktı. 2 yıl öncesine gidersek, 2 yıl öncesinde bu kadar bir artış var mıydı? Aslında bunu şöyleki yorumlamak mümkün.
Koronavirüs birinci ülkemize giriş yaptığı vakit periferik damar sorunlarıyla ya da kalp krizi ile kliniğe gelen hastaların sayısı daha fazlaydı lakin virüsün tesirini kaybetmesi etkisinin azalmasıyla birlikte günümüzde biraz daha az sayıda kardiyovasküler sistem presentasyon ile ortaya çıkan koronavirüs enfeksiyonu görüyoruz. Bilhassa kalp hastalarının kesinlikle rutin ilaçlarını, rutin tedavilerini aksatmamaları lazım. Bunun yanında bilhassa makul bir ölçüde damar hastalığı olan ve rutin tedavilerini nazarann şahısların tabip denetimlerine gelmelerini öneriyoruz.”
Onar, “Koronavirüs, birinci başladığında yüzde 5 kalp hastalığını, yüzde 2,5 de damar tıkanıklığı hastalığını artırdı. Bunu şöyleki yorumlamak da mümkün. Koronavirüs enfeksiyonuna sahip şahıslar aslında hastalığı geçirdiklerini bilmeden ya da önemsemeden akut damar hastalığı, akut koroner sendrom kalp krizi, periferik damar tıkanıklığı, bunun yanında retinal alternatif tıkanmasına bağlı süreksiz ya da kalıcı görme kayıplarıyla hastanemize müracaatlar oldu. ötürüsıyla bu hastaların da koronavirüs enfeksiyonu geçirdiğini yaptığımız rutin testlerle ortaya koyarak, hastalığın aslında bu klinik presentasyonla yani bu semptomlarla da ortaya çıkabileceğini ortaya koymuş olduk” dedi.
‘ÖNCELİKLİ GAYEMİZ HAYAT KURTARMAK’
Hastalarda birinci evvelarinin hayatlarını kurtarmak olduğunu vurgulayan Opr. Dr. Onar, “Bu hastalara tabi koronavirüs enfeksiyonuna sahip hastalarda kalp krizi ya da periferik damar tıkanıklığı ya da önemli başka damar tıkanıklığı sebebine sahip hastalarda koronavirüsün tedavisi biraz daha geri planda kalıyor” diye konuştu.
2 YIL ÖNCESİNDE BU KADAR BİR ARTIŞ VAR MIYDI?
Onar, kelamlarına şu biçimde devam etti:
“Öncelikli hedefimiz hastanın ömrünü kurtarmak, periferik damar tıkanıklığına bağlı uzuv kaybını engellemek ya da görme kaybını yerine getirebilmek için ön tedavileri bu türlü başlıyoruz. Koronavirüs tedavisinde daha geri planda tutuyoruz fakat çabucak peşi sıra da koronavirüsle alakalı tedaviler başlıyordu. Bilhassa 65 yaşın üzerinde diyabetik, hipertansif ve sirkülasyon sorunu daha öncesinden bilinen hastalarda damar sorunları ve kalp sorunları daha fazla ortaya çıktı. 2 yıl öncesine gidersek, 2 yıl öncesinde bu kadar bir artış var mıydı? Aslında bunu şöyleki yorumlamak mümkün.
Koronavirüs birinci ülkemize giriş yaptığı vakit periferik damar sorunlarıyla ya da kalp krizi ile kliniğe gelen hastaların sayısı daha fazlaydı lakin virüsün tesirini kaybetmesi etkisinin azalmasıyla birlikte günümüzde biraz daha az sayıda kardiyovasküler sistem presentasyon ile ortaya çıkan koronavirüs enfeksiyonu görüyoruz. Bilhassa kalp hastalarının kesinlikle rutin ilaçlarını, rutin tedavilerini aksatmamaları lazım. Bunun yanında bilhassa makul bir ölçüde damar hastalığı olan ve rutin tedavilerini nazarann şahısların tabip denetimlerine gelmelerini öneriyoruz.”