II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye ile Sovyet Rusya arasında yapılan saldırmazlık antlaşması hangi tarihte imzalanmıştır ?

Deniz

New member
[color=]II. Dünya Savaşı Sırasında Türkiye ile Sovyet Rusya Arasında Yapılan Saldırmazlık Antlaşması: Tarihi Bir Dönüm Noktası[/color]

Herkese merhaba! Son zamanlarda II. Dünya Savaşı ve özellikle Türkiye ile Sovyet Rusya arasındaki ilişkiler üzerine okudukça, bu dönemin ne kadar karmaşık ve ilginç olduğuna tekrar şaşırıyorum. Bu yazıda, savaşın içinde Türkiye’nin Sovyet Rusya ile imzaladığı saldırmazlık antlaşmasının tarihsel ve stratejik boyutlarına biraz daha derinlemesine bakmak istiyorum. Bu konuda yapılan araştırmalar oldukça fazlalıksa da, antlaşmanın arka planını ve sonuçlarını sosyal ve ekonomik açıdan değerlendiren birçok farklı bakış açısı var. Hep birlikte bu önemli antlaşmayı ve etkilerini tartışmaya açmak istiyorum.

[color=]Saldırmazlık Antlaşmasının İmzalanma Tarihi ve Bağlamı[/color]

Türkiye ile Sovyet Rusya arasında 17 Aralık 1925’te imzalanan Saldırmazlık Antlaşması, II. Dünya Savaşı sırasında büyük bir öneme sahipti. Bu antlaşma, her iki taraf için stratejik bir güvence sağlıyor ve savaşın gidişatında önemli bir rol oynuyordu. İki ülke arasındaki ilişkilerin temelleri, 1921'de imzalanan Moskova Antlaşması’na dayanmaktadır. Bu antlaşma, Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında sınırları belirlerken, aynı zamanda karşılıklı güveni tesis etme amacı güdüyordu. Ancak Sovyetlerin gücü arttıkça ve Almanya'nın savaşta kazandığı momentum arttıkça, Türkiye'nin güvenliği daha da önemli hale geliyordu. Bu bağlamda, her iki ülke de bir süreliğine birbirlerine saldırmama sözü verdiler.

Antlaşma, yalnızca askeri güvenliği değil, aynı zamanda iki ülke arasındaki politik dengeyi koruma amacını da taşıyordu. Sovyet Rusya, bu dönemde batıya karşı cephe almayı tercih ederken, Türkiye de savaşa doğrudan girmemeyi ve tarafsız kalmayı amaçlıyordu. Türkiye'nin, Sovyetler Birliği ile bu antlaşmayı imzalayarak, savaşın sonuçlarından doğrudan etkilenmemek adına güvenliğini pekiştirdiğini söylemek mümkün.

[color=]Saldırmazlık Antlaşmasının Stratejik ve Sosyal Etkileri[/color]

Bu antlaşma sadece askeri ve siyasi bir karar değildi. Aynı zamanda Türkiye'nin savaş sırasında nasıl bir strateji izlediğinin de bir göstergesiydi. O dönemde, Türkiye savaşın başlangıcında tarafsızlığını ilan etmiş ve bu statüsünü korumak için çeşitli diplomatik adımlar atmıştır. Türkiye'nin Sovyet Rusya ile saldırmazlık anlaşması imzalaması, aynı zamanda Batı’ya karşı bir denge unsuru yaratma çabasıydı. Batı'nın, özellikle Almanya'nın etkisini arttırdığı bir dönemde, Türkiye’nin bu anlaşmayı imzalayarak Sovyet Rusya’yla bir tür güvence sağlaması, Batı’yı da biraz tedirgin etmişti.

Kadın bakış açısıyla ele alındığında, bu tür antlaşmaların savaşın sosyal etkileri büyük bir önem taşır. Kadınların savaşın etkisiyle yaşadığı psikolojik ve sosyal sıkıntılar göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin savaşın dışında kalma çabası, halkın stresini azaltmaya yönelik bir strateji olarak değerlendirilebilir. Çünkü bir savaşın içinde yer alan halkın, özellikle kadınların ve çocukların yaşadığı travmalar, savaşın en yıkıcı sonuçlarından biridir. Türkiye'nin bu dönemdeki politikaları, aslında toplumsal huzuru ve insan hakları savunmasını da dolaylı olarak etkilemiştir.

Erkek bakış açısına gelince, askeri açıdan bakıldığında, bu antlaşma Türkiye için önemli bir güvenlik önlemi sağlamıştır. Türkiye, Sovyet Rusya ile saldırmazlık antlaşması yaparak, iki büyük cepheden de saldırıya uğramayı engellemiş ve savaşın uzun süren belirsizliklerinden korunmayı başarmıştır. Bunun yanı sıra, Sovyet Rusya'nın da Almanya’ya karşı bir cephe alması, Türkiye'nin stratejik olarak da daha az risk taşımasına yol açmıştır. Burada, hem Türkiye hem de Sovyet Rusya'nın birbirlerini dengede tutarak, karşılıklı stratejik çıkarlar doğrultusunda hareket ettiklerini söyleyebiliriz.

[color=]Savaşın Gidişatındaki Rolü ve Sonuçları[/color]

Saldırmazlık antlaşmasının imzalanması, Türkiye’nin savaşta tarafsız kalma kararını güçlendirdiği gibi, aynı zamanda Sovyetler Birliği ile Türkiye arasındaki dostane ilişkileri pekiştirmiştir. Ancak bu antlaşmanın, savaşın gidişatında doğrudan bir etkisi olup olmadığına dair görüşler değişkenlik göstermektedir. Bazı tarihçiler, Türkiye’nin savaşın ortasında Sovyet Rusya ile böyle bir antlaşma yapmasının, Sovyetlerin Batı ile olan ilişkilerini zayıflattığını ve bu yüzden Sovyetlerin Batı ile diplomatik bir kriz yaşamaktan kaçındığını savunurlar.

Antlaşmanın bir başka önemli sonucu da, II. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye'nin Sovyetler Birliği’ne karşı izlediği dış politikanın şekillenmesidir. Savaş sona erdiğinde, Sovyetler Birliği'nin küresel güç konumunda olması, Türkiye'nin güvenlik kaygılarını artırmış ve bu durum, Türkiye'nin Batı ile daha yakın ilişkiler kurmasına zemin hazırlamıştır. Bir anlamda, Sovyet Rusya ile yapılan saldırmazlık antlaşması, savaşın sonrasındaki soğuk savaş dönemi stratejilerinin temel taşlarından biri haline gelmiştir.

[color=]Merak Edilen Sorular ve Tartışmaya Açık Noktalar[/color]

Bu konuyu ele alırken, bazı sorular kafamızda belirmiyor değil:
- Saldırmazlık antlaşması imzalanmasaydı, Türkiye savaşın bir parçası olma ihtimaliyle daha büyük tehdit altına girer miydi?
- Türkiye'nin savaşın başında tarafsızlık ilan etmesi, aslında Sovyet Rusya ile yaptığı antlaşmayı zayıflatır mıydı?
- Bu tür bir antlaşmanın sosyal ve psikolojik açıdan toplum üzerinde yaratacağı etkiler, savaşın bizzat askeri etkilerinden daha büyük olabilir mi?

Bu sorular üzerinden farklı bakış açılarını tartışmak, dönemin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Forumda bu konu hakkında farklı görüş ve yorumlarınızı paylaşmanızı merakla bekliyorum!