EliteDizqn
Active member
Osman Zolati, bir gezgin ve belgesel direktörü. Zolati, artık 24 Afrika ülkesinde kaykay, bisiklet ve yürüyerek yaptığı 30 bin kilometrelik tıp ve belgeselinin akabinde geldiği İstanbul’dan kaykayla Türkiye tipine çıkıyor.
Zolati, üniversite eğitimin akabinde cebinde 80 dolar, kaykayı ve bisikletiyle Afrika’nın kültürel zenginliklerini göstermek için uzun bir seyahate çıktı. Fas’tan Güney Afrika’ya kadar binlerce kilometrelik güçlü seyahatini ve tanıştığı insanların öykülerini “Afrika and I” isimli belgeselde toplayan Zolati, yeni bir proje için İstanbul’a geldi.
Bir arkadaşının tavsiyesiyle geldiği İstanbul’daki birinci izlenimlerini “Şimdi İstanbul’da hayat dolu bir kentteyim. Çok ağır, herkes dışarda, her yerde turist var. Kültürel çeşitlilik harika” kelamlarıyla anlatan Zolati, yaklaşık bir yıl sürecek uzun bir Türkiye cinsinin startını verdi.
Zolati, kaykayıyla Karadeniz kıyıları boyunca gittikten daha sonra, Doğu ve Güneydoğu bölgelerine inerek, İç Anadolu ve Ege, Akdeniz’i de gezerek tipini tamamlayacak.
Zolati, 4 yılda 24 ülke ve 30 bin kilometrelik Afrika seyahatini, maksatlarını ve birinci İstanbul izlenimlerini anlattı.
“AFRİKA’NIN MÜSPET YÜZÜNÜ GÖSTERMEK İÇİN YOLA ÇIKTIM”
Zolati, üniversiteyi bitirdikten daha sonra kaykay ve bisikletiyle başladığı Afrika seyahatinde hayli değerli kazanımlar elde ettiğini söylemiş oldu.
Belgesel fikri için cebinde 80 dolarla çıktığı yolda birfazlaca zorlukla karşılaştığını anlatan Zolati, “Afrika hakkındaki belgeselim Afrika’nın öteki yüzünü göstermek içindi. Medyada olağanda goremediğimiz olumlu taraflarını gözlemlemek ve anlatmak istedim. Afrika hakkında tek bildiğimiz açlık, savaş, hastalıklar…Zenginlikleri, kültürel çeşitliliği, misafirperverliği, güçlü müzik kültürü, özgürlük…Senegal dediğimizde misafirperverlik, Fildişi Sahilleri’nde müzik kültürü ve danstan bahsedebiliriz. Herkes sokaklarda dans ediyor. Etiyopya denilince eski kentleri ve varlıklı kültür ve lezzetli yemekleri hatırlıyoruz. Güney Afrika’da farklı bir yüz var. Her ülkenin kendine has hoşluğu var. Ben bunları göstermeye çalıştım” diye konuştu.
Belgeselinin birfazlaca platformda paylaşıldığını ve beğeni topladığını aktaran Zolati, “Bu belgeselle insanların hayalleri ne kadar sıkıntı olursa olsun onlar için ilham kaynağı olmak istiyorum” sözlerini kullandı.
“İSTANBUL HAYAT DOLU VE VARLIKLI BİR KÜLTÜRE SAHİP”
Zolati, İstanbul’a yeni gelmesine karşın kültürel dokusunun kendisini epeyce etkilediğini anlattı. Kaykayla uzun bir Türkiye yolcuğuna hazırlandığını belirten Zolati, birinci izlenimlerini şu sözlerle anlattı:
“İstanbul’da hayat dolu bir kentteyim. Çok ağır, herkes dışarda, her yerde turist var. Kültürel çeşitlilik şahane. Avrupa, Asya, Afrika dünyanın her yerinden beşerler var. Milyonlarca insan yaşıyor. Yemekler epey lezzetli. Türkiye’deki her şey başka ülkelerden daha farklı. Yemek ve kültür bilhassa. Seyahat boyunca da yeni şeyler keşfedeceğim.”
Zolati, üniversite eğitimin akabinde cebinde 80 dolar, kaykayı ve bisikletiyle Afrika’nın kültürel zenginliklerini göstermek için uzun bir seyahate çıktı. Fas’tan Güney Afrika’ya kadar binlerce kilometrelik güçlü seyahatini ve tanıştığı insanların öykülerini “Afrika and I” isimli belgeselde toplayan Zolati, yeni bir proje için İstanbul’a geldi.
Bir arkadaşının tavsiyesiyle geldiği İstanbul’daki birinci izlenimlerini “Şimdi İstanbul’da hayat dolu bir kentteyim. Çok ağır, herkes dışarda, her yerde turist var. Kültürel çeşitlilik harika” kelamlarıyla anlatan Zolati, yaklaşık bir yıl sürecek uzun bir Türkiye cinsinin startını verdi.
Zolati, kaykayıyla Karadeniz kıyıları boyunca gittikten daha sonra, Doğu ve Güneydoğu bölgelerine inerek, İç Anadolu ve Ege, Akdeniz’i de gezerek tipini tamamlayacak.
Zolati, 4 yılda 24 ülke ve 30 bin kilometrelik Afrika seyahatini, maksatlarını ve birinci İstanbul izlenimlerini anlattı.
“AFRİKA’NIN MÜSPET YÜZÜNÜ GÖSTERMEK İÇİN YOLA ÇIKTIM”
Zolati, üniversiteyi bitirdikten daha sonra kaykay ve bisikletiyle başladığı Afrika seyahatinde hayli değerli kazanımlar elde ettiğini söylemiş oldu.
Belgesel fikri için cebinde 80 dolarla çıktığı yolda birfazlaca zorlukla karşılaştığını anlatan Zolati, “Afrika hakkındaki belgeselim Afrika’nın öteki yüzünü göstermek içindi. Medyada olağanda goremediğimiz olumlu taraflarını gözlemlemek ve anlatmak istedim. Afrika hakkında tek bildiğimiz açlık, savaş, hastalıklar…Zenginlikleri, kültürel çeşitliliği, misafirperverliği, güçlü müzik kültürü, özgürlük…Senegal dediğimizde misafirperverlik, Fildişi Sahilleri’nde müzik kültürü ve danstan bahsedebiliriz. Herkes sokaklarda dans ediyor. Etiyopya denilince eski kentleri ve varlıklı kültür ve lezzetli yemekleri hatırlıyoruz. Güney Afrika’da farklı bir yüz var. Her ülkenin kendine has hoşluğu var. Ben bunları göstermeye çalıştım” diye konuştu.
Belgeselinin birfazlaca platformda paylaşıldığını ve beğeni topladığını aktaran Zolati, “Bu belgeselle insanların hayalleri ne kadar sıkıntı olursa olsun onlar için ilham kaynağı olmak istiyorum” sözlerini kullandı.
“İSTANBUL HAYAT DOLU VE VARLIKLI BİR KÜLTÜRE SAHİP”
Zolati, İstanbul’a yeni gelmesine karşın kültürel dokusunun kendisini epeyce etkilediğini anlattı. Kaykayla uzun bir Türkiye yolcuğuna hazırlandığını belirten Zolati, birinci izlenimlerini şu sözlerle anlattı:
“İstanbul’da hayat dolu bir kentteyim. Çok ağır, herkes dışarda, her yerde turist var. Kültürel çeşitlilik şahane. Avrupa, Asya, Afrika dünyanın her yerinden beşerler var. Milyonlarca insan yaşıyor. Yemekler epey lezzetli. Türkiye’deki her şey başka ülkelerden daha farklı. Yemek ve kültür bilhassa. Seyahat boyunca da yeni şeyler keşfedeceğim.”