Émile Durkheim Hangi Kuram ?

Berk

New member
Émile Durkheim ve Sosyolojik Kuramları

Émile Durkheim, modern sosyolojinin kurucularından biri olarak kabul edilen Fransız bir sosyologdur. 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında yaptığı çalışmalar, sosyolojinin akademik bir disiplin olarak gelişmesinde büyük rol oynamıştır. Durkheim’ın kuramları, toplumu anlamak için önemli teorik araçlar sunmakta ve toplumsal olayları anlamaya yönelik bakış açılarıyla sosyolojik düşüncenin gelişmesine katkı sağlamıştır. Durkheim’ın hangi kuramı geliştirdiği sorusu, onun sosyolojideki yerini ve bilimsel katkılarını anlamak için kritik bir sorudur.

Durkheim’ın Sosyolojideki Temel Yaklaşımı: Toplum ve Birey Arasındaki İlişki

Durkheim, toplumu bireylerden ayrı bir varlık olarak kabul eden bir yaklaşım benimsemiştir. Toplum, bireylerden bağımsız olarak varlık gösterir ve bireylerin davranışlarını şekillendirir. Durkheim’a göre, toplum bireylerin davranışlarını sadece kısıtlamakla kalmaz, aynı zamanda onları yönlendirir ve şekillendirir. Bu bakış açısı, toplumu yalnızca bir kolektif bilinç olarak görmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal düzenin sürdürülmesi için gerekli olan norm ve değerlerin de bu kolektif bilinç aracılığıyla oluşturulduğunu vurgular.

Sosyolojik Yöntem ve Durkheim’ın Empirik Yaklaşımı

Durkheim, sosyolojinin bilimsel bir disiplin olarak kabul edilmesi gerektiğini savunmuş ve toplumu anlamada empirik yöntemlerin kullanılmasını önerilmiştir. Durkheim’a göre, toplumsal olgular tıpkı doğa bilimlerindeki gibi objektif bir biçimde incelenmeli ve toplumsal yaşamın düzeni ve işleyişi araştırılmalıdır. Bunun için sosyologların, toplumu dışarıdan gözlemleyerek, bireylerin eylemleri ve toplumsal yapılar arasında ilişki kurarak veri toplaması gerektiğini savunmuştur. Durkheim, sosyolojik araştırmalarda “toplumsal olgu” terimini kullanarak, toplumsal gerçekliklerin bireylerden bağımsız olarak var olduğunu belirtmiştir.

Toplumsal Olgular ve Toplumsal Yapı

Durkheim, toplumsal olguların, bireylerden bağımsız bir şekilde varlık gösteren ve toplum üzerinde belirli etkiler yaratan sosyal faktörler olduğunu ileri sürmüştür. Toplumsal olgular, bireylerin ve grupların davranışlarını şekillendiren, sosyal yapılarla bütünleşen normlar, değerler ve inançlar gibi unsurları içerir. Durkheim’a göre, bu toplumsal olgular incelendiğinde, toplumun dinamiklerini ve bireylerin toplumsal hayatını anlamak mümkündür.

Durkheim’ın Anomi Kuramı

Durkheim’ın en bilinen kuramlarından biri, anomi kuramıdır. Anomi, toplumsal değerlerin ve normların zayıfladığı veya kaybolduğu durumları tanımlar. Durkheim, endüstrileşme ve toplumsal değişimin hızla ilerlediği modern toplumlarda anomiyi sıkça gözlemlemiştir. Bu durumda bireyler, toplumun değerlerine uyum sağlamakta zorluk çeker ve bu durum sosyal bozulmalara, suç oranlarının artışına ve bireysel yabancılaşmaya yol açabilir. Durkheim, anomiyi toplumsal düzenin bozulmuş bir işareti olarak görmüştür ve bu bozulmanın toplumsal yapının yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Toplumsal Dayanışma Kuramı

Durkheim’ın en önemli kuramlarından bir diğeri ise toplumsal dayanışma kuramıdır. Durkheim, toplumların dayanışma biçimlerine göre iki farklı tipe ayrılabileceğini ileri sürmüştür: mekanik dayanışma ve organik dayanışma.

1. Mekanik Dayanışma: Bu tür dayanışma, geleneksel toplumlarda ve küçük gruplarda görülür. Toplum üyeleri benzer işlevleri yerine getirir ve benzer değerler ve normlarla bir arada yaşar. Bu tür toplumlarda toplumsal bağlar, bireylerin birbirine benzerliğinden kaynaklanır. Durkheim, bu tür toplumlarda toplumsal düzenin normlara sıkı sıkıya bağlılıkla sağlandığını belirtmiştir.

2. Organik Dayanışma: Endüstriyel toplumlar gibi daha büyük ve karmaşık toplumlarda, toplumsal dayanışma, bireylerin birbirlerinden bağımsız olarak farklı işlevler yerine getirmesi ve birbirlerine bağımlı hale gelmeleriyle sağlanır. Bu tür toplumlarda, iş bölümü daha belirgin hale gelir ve toplumsal düzen, işlevsel bir etkileşimle korunur.

Din ve Toplum İlişkisi: Durkheim’ın Din Kuramı

Durkheim, dinin toplumsal hayattaki rolünü de detaylı bir şekilde incelemiştir. Onun en önemli dini kuramı, dinin toplumları bir arada tutan ve toplumsal düzeni sağlayan bir işlevi olduğunu vurgulamaktadır. Durkheim, dini ritüellerin ve inançların, toplum üyeleri arasındaki dayanışmayı güçlendirdiğini savunmuştur. Din, bireylerin toplumsal normlarla uyum içinde olmalarını sağlar ve onları toplumsal bir bütünlük içinde birleştirir.

Durkheim, dinin bireysel inançlardan daha çok toplumsal bir olgu olarak işlev gördüğünü öne sürmüştür. Bu bağlamda, dinin toplumsal bir yapının sürdürülebilirliğini sağladığını ve toplumsal düzenin korunmasında önemli bir rol oynadığını belirtmiştir.

Sosyolojik İşlevselcilik ve Durkheim’ın Mirası

Durkheim’ın sosyolojik işlevselcilik anlayışı, toplumsal yapıları ve kurumları, toplumsal düzenin sağlanmasında oynadıkları roller üzerinden anlamayı hedefler. Sosyolojik işlevselcilik, toplumsal kurumların (aile, eğitim, ekonomi, din vb.) toplumun istikrarını sağlamak ve bireylerin toplumla uyum içinde olmasını sağlamak için belirli işlevlere sahip olduğunu ileri sürer. Durkheim’a göre, her toplumsal yapı, toplumun işleyişine katkıda bulunan belirli işlevlere sahiptir. Bu işlevsel yaklaşım, toplumsal yapının bütünsel bir bakış açısıyla analiz edilmesini sağlar.

Durkheim’ın kuramları, sosyolojinin gelişmesinde önemli bir yer tutar. Onun, toplum ve birey arasındaki ilişkiyi anlamada geliştirdiği teoriler, sosyolojinin bilimsel bir disiplin olarak kabul edilmesinin önünü açmıştır. Ayrıca, toplumsal düzenin nasıl sağlandığını ve toplumsal değişimlerin bireyler üzerindeki etkilerini anlamada etkili bir araç sunmuştur.

Durkheim’a Yönelik Eleştiriler

Durkheim’ın sosyolojik kuramlarına yönelik eleştiriler de mevcuttur. Özellikle, toplumsal yapıyı işlevsel bir bakış açısıyla ele almasının, toplumsal değişimin dinamiklerini yeterince dikkate almadığı iddia edilmiştir. Eleştirmenler, Durkheim’ın toplumsal yapıları, bireylerin eylemlerinin çok dışında bir şekilde ele almasının, bireysel eylem ve toplumsal değişim arasındaki etkileşimi göz ardı ettiğini savunmuşlardır. Bununla birlikte, Durkheim’ın kuramları, sosyal yapıların işlevsel analizini yapmaya yönelik katkılarından dolayı hala geniş bir etkiye sahiptir.

Sonuç

Émile Durkheim’ın sosyolojik kuramları, toplumu anlamada derinlemesine bir bakış açısı sunar. Toplumsal yapıları, normları, değerleri ve birey-toplum ilişkilerini inceleyerek, toplumların nasıl işlediğini anlamaya çalışmıştır. Onun kuramları, sosyolojik düşünceyi şekillendirirken, aynı zamanda toplumsal yapılarla ilgili olarak bir dizi önemli kavram ve teoriyi de ortaya koymuştur. Durkheim’ın sosyolojik mirası, bugün hala sosyoloji alanında büyük bir etkiye sahiptir ve onun düşünceleri, toplumsal düzen ve değişim üzerine yapılan birçok tartışmaya ilham vermektedir.