Bayrağımız ay ve yıldızı nereden almıştır ?

Mr.T

Administrator
Yetkili
Admin
Bağ-Kur Primleri SGK’ya Aktarılır mı? Eleştirel Bir Bakış

Merhaba arkadaşlar, bu başlığı açmamın sebebi kişisel bir gözlemim. Yıllardır küçük bir işletme sahibi olan bir yakınımın en büyük derdi hep Bağ-Kur primleri oldu. “Yatırdığım onca prim ne olacak, emeklilikte karşılığını alabilecek miyim?” diye defalarca sorduğunu bilirim. Şimdi de sıkça gündeme gelen bir konu var: Bağ-Kur primleri SGK’ya aktarılır mı, aktarılırsa bu sistem bize ne kazandırır? Gelin, konuyu biraz daha eleştirel bir gözle masaya yatıralım.

---

Bağ-Kur ve SGK Arasındaki Çelişkili Yapı

Türkiye’de sosyal güvenlik sistemi üç ana ayağa dayanıyordu: SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur. 2006’da yapılan birleşme ile bunlar SGK çatısı altında toplandı. Fakat sorun şu: Kâğıt üzerinde birleşmiş olsalar da, pratikte hâlâ farklılıklar sürüyor. Özellikle Bağ-Kur primlerinin yüksekliği ve emeklilikte alınan maaşın düşüklüğü ciddi bir çelişki oluşturuyor.

Bugün bir Bağ-Kur’lu, aynı şartlarda prim ödeyen bir SSK’lıya göre çok daha az emekli maaşı alıyor. Bu adaletsizlik, “primler SGK’ya aktarılsa eşitlik sağlanır mı?” sorusunu gündeme getiriyor.

---

Erkeklerin Stratejik ve Çözüm Odaklı Yaklaşımı

Forumda bu konuyu erkekler daha çok stratejik açıdan ele alıyor. Onlara göre mesele çok net: “Sistemde denge sağlanmalı.” Bir erkek kullanıcı şöyle düşünebilir:

- Eğer Bağ-Kur primleri SGK’ya eşit şekilde aktarılırsa, prim ödeme tabanı yeniden düzenlenir.

- Bu düzenleme küçük işletme sahiplerine nefes aldırır.

- Uzun vadede devletin sosyal güvenlik açıklarını kapatmaya yardımcı olur.

Stratejik bakış açısıyla sorun, sadece bireylerin mağduriyeti değil; aynı zamanda sistemin sürdürülebilirliği. Erkeklerin bu yönüyle baktığında, Bağ-Kur ve SGK arasındaki farkın kapanması, “daha dengeli bir emeklilik modeli” anlamına geliyor.

---

Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı

Kadın kullanıcılar ise meseleyi daha çok sosyal boyutuyla değerlendiriyor. Bir kadın şöyle diyebilir: “Bağ-Kur primlerini yıllarca ödeyen bir esnaf, neden SSK’lı bir çalışan kadar değer görmesin?”

Kadınların empatik yaklaşımı, adalet duygusunu öne çıkarıyor. Çünkü onlar bu durumu sadece rakamlarla değil, insan hayatına yansımasıyla görüyor:

- Düşük emekli maaşıyla geçinemeyen yaşlı esnaf ne yapacak?

- Çocuklarını okutmaya çalışan bir annenin, babanın aldığı maaş bu kadar düşük olursa aile yapısı nasıl etkilenir?

- Aynı ülkeye vergi ve prim ödeyen vatandaşların arasında bu uçurum ne kadar adil?

Kadınların bu soruları, meselenin insani boyutunu gündeme getiriyor ve forum tartışmasını duygusal olarak da zenginleştiriyor.

---

Küresel ve Yerel Dinamikler

Türkiye’nin sosyal güvenlik sistemi yalnızca kendi içinde değil, küresel trendlerle de bağlantılı. Birçok ülkede emeklilik sistemleri aynı sorunlarla boğuşuyor: prim yükü, düşük maaşlar, sistemin açık vermesi… Ancak bizim durumumuzda yerel dinamikler farklı. Bağ-Kur’lular genelde küçük esnaf, çiftçi, serbest meslek sahipleri. Yani üretimin en dip noktasında emek veren insanlar.

Bu kitleyi görmezden gelmek, uzun vadede ekonomik dengeleri de bozabilir. Çünkü esnaf batarsa, küçük üretici ayakta kalamazsa, büyük şirketlerin bile düzeni sarsılır.

---

Eleştirel Nokta: “Birleşme Gerçek mi, Sahte mi?”

Asıl eleştirilmesi gereken nokta şu: 2006’da “birleşme” diye sunulan şey, gerçekten bir birleşme mi yoksa kâğıt üzerinde mi kaldı? SGK çatısı altında tek sistem deniliyor ama pratikte hâlâ Bağ-Kur ve SSK arasında ciddi farklar var. Bu durumda vatandaş kendini kandırılmış hissetmiyor mu?

Bir başka eleştirel bakış da şurada: Eğer sistemin amacı eşitliktiyse, neden Bağ-Kur’lular hâlâ aynı çileyi çekiyor?

---

Forumda Tartışmaya Açık Sorular

Dostlar, işin sonunda mesele sadece “Bağ-Kur primleri SGK’ya aktarılır mı?” değil; aktarılırsa nasıl bir sonuç doğuracağı. Sizlere birkaç soru bırakıyorum:

- Sizce gerçekten eşit bir birleşme sağlanabilir mi, yoksa bu farklar kalıcı mı olacak?

- Erkeklerin çözüm odaklı stratejik önerileri mi, yoksa kadınların empatik ve toplumsal adalet vurgusu mu daha etkili olabilir?

- Gelecekte bu sistem çökerse, emeklilik hayali kuran milyonlarca insanın durumu ne olur?

- Küçük esnaf ve çiftçiler için özel bir düzenleme yapılmalı mı?

---

Son Söz: Adalet mi, Sürdürülebilirlik mi?

Kendi fikrimi söyleyeyim: Bana göre mesele hem adalet hem sürdürülebilirlik meselesi. Ne sadece rakamlarla açıklanabilir, ne de yalnızca duygularla. Eğer Bağ-Kur primleri SGK’ya gerçekten eşit bir şekilde aktarılırsa, hem bireysel mağduriyetler azalır hem de sistem daha güvenilir hâle gelir.

Ama şu kesin: Bu konuyu sadece devletin değil, bizlerin de sürekli tartışması lazım. Çünkü hepimiz, er ya da geç, o sistemin içinden geçeceğiz.

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Bayrağı taşıyan küçük esnafın, prim ödeyen çiftçinin geleceği ne olacak? Sizce çözüm nerede yatıyor?