Irem
New member
Balenli Sütyen Ağrı Yapar mı? (Bir Hikâyenin İçinden Kadınlık, Dayanışma ve Biraz da Mizah)
Selam forum ahalisi
Bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum. Öyle sıradan bir hikâye değil; içinde biraz acı, biraz kahkaha, biraz da kadın olmanın karmaşık ama güzel hâlleri var. Belki okurken kendinizi göreceksiniz, belki de yanınızdaki birini…
Hazırsanız anlatmaya başlıyorum.
---
“O Gün O Sütyeni Giydim ve Hayatım Değişti”
Ayşe sabah aceleyle işe yetişmeye çalışıyordu. Dolabın kapağını açtı, bir anlık dalgınlıkla en köşede duran, yıllardır giymediği o balenli sütyeni aldı.
“Bugün biraz dik durayım,” dedi kendi kendine, “belki içim dışıma yansır.”
Ama günün ilerleyen saatlerinde o metal balen sanki bedenine değil, ruhuna saplandı. Her adımda, her nefeste içten bir sızı…
Saat öğleni geçtiğinde Ayşe masasında kıpırdanıyor, gizlice göğsüne baskı yapıyor, bir yandan da ofis arkadaşlarının fark etmemesi için çabalıyordu.
İşte o anda, yan masadaki erkek arkadaşlarından biri — adını Bora koyalım — göz ucuyla fark etti.
“Bir şeyin mi var Ayşe?” dedi, tipik erkek tavrıyla çözüm odaklı bir ses tonuyla.
Ayşe tebessüm etti: “Yok bir şey, biraz rahatsız oldum sadece.”
Bora hemen eline bir kalem aldı, bir şeyler çizmeye başladı. “Bak şimdi, basınç noktaları var ya, onlar kan akışını engelliyor olabilir. Şöyle yapacaksın…”
Kadınlar bilir, bu anlarda bir erkeğin “teknik açıklama” yapması hem tatlıdır hem sinir bozucu.
---
Erkeklerin Pratik Zekâsı: “Sök Balenleri, Yeniden Tak!”
Öğle arasında konu masaya geldi. Ayşe, derdini belli etmemek için gülerek anlattı:
“Balenli sütyen taktım, sanırım kaburga kemiğim bana dava açacak.”
Hemen masadaki erkek tayfa toplanıyor:
“Niye takıyorsunuz ki kardeşim?” diyor biri. “Rahat olun, kimse anlamaz!”
Diğeri hemen devreye giriyor:
“Bak şöyle yap, o demiri çıkar, sonra silikonla sabitle, yumuşak olur!”
Yani adamlar modacı mı, mühendis mi belli değil ama kesinlikle çözüm odaklılar.
Aralarında biri de, “Benim kız arkadaşım da bu sorunu yaşıyordu, internette bir video izlemişti, şimdi kendi balenini kendi takıyor!” diyerek teknolojik desteğini sunuyor.
Ayşe içinden geçirdi:
“Ah canım erkekler, sizde her şeye bir plan var ama kalp konforu için henüz Excel formülü yazılamadı.”
---
Kadın Dayanışması: “Canım, Onun Yeri Orası Değil”
Ofisteki kadın arkadaşlarından biri, Elif, hemen olaya dâhil oldu.
“Senin balenin yeri yanlış oturmuş,” dedi tecrübeli bir edayla.
Ayşe şaşırdı: “Nasıl yani, balenin de karakteri mi var?”
Elif gülümsedi: “Olmaz mı? Her balen farklıdır. Biri seni taşır, diğeri seni ezer.”
Bu söz Ayşe’nin içine işledi. Çünkü aslında konu sadece bir sütyen değildi.
Kimi zaman bizi taşıyacağını düşündüğümüz insanlar, durumlar, kararlar da öyle değil miydi? Başta destek gibi görünür, sonra canımızı acıtır.
Ayşe bir an durdu, aynaya baktı. “Ben neden bu kadar uzun süredir rahatsız olduğum şeyleri taşımaya devam ediyorum ki?”
---
Ofis Sohbetinden Hayat Dersi Çıkarmak
Elif devam etti:
“Bilenler bilir, balenli sütyen doğru oturursa dünyanın en konforlu şeyidir. Ama biraz kayarsa, bütün gün sana ‘yanlış yerdeyim’ diye bağırır.”
Ayşe içinden geçirdi:
“Hayat da öyle… Doğru oturmadığın yerde hep bir sızı kalıyor.”
O sırada Bora yine araya girdi, “Ben araştırdım, sporcu sütyenleri daha iyiymiş.”
Elif gözlerini devirdi, “Teşekkürler Bora, ama konu hissetmek, sadece fonksiyon değil.”
Forumdaki kadınların bu noktada yazacağı yorum belli olurdu:
“İşte erkeklerle fark burada: Onlar problemi çözer, biz hissi çözeriz.”
---
Eve Dönüş ve Ayna Karşısında Bir Farkındalık
Akşam eve döndüğünde Ayşe, sütyenini çıkarırken derin bir nefes aldı. Omuzlarından sanki yük kalktı. Aynaya baktı, baleni eline aldı.
“Seninle bir günüm bitti,” dedi gülerek. “Ama bana çok şey öğrettin.”
O anda karar verdi:
Ertesi gün balensiz bir sütyen giyecekti — hem fiziksel hem ruhsal olarak daha özgür hissetmek için.
Ve belki ilk defa, aynada gördüğü kadınla göz göze geldiğinde kendini olduğundan hafif hissetti.
Çünkü bazen küçük bir metal parçası, insanın kendini taşıma biçimini bile değiştirebiliyor.
---
Forum Ahlisi Ne Düşünüyor?
İşte bu hikâyeyi sizinle paylaşıyorum çünkü eminim birçok kadın Ayşe’nin yerinde oldu.
Kimi zaman o balen gibi rahatsız eden şeyleri “alışkanlık” sanıyoruz.
Bazen sevgilimiz, bazen işimiz, bazen de o dar sütyen.
Ama unutmamalı: Destek, sadece taşımakla değil, rahat hissettirmekle olur.
Şimdi sevgili forumdaşlar, size soruyorum:
Sizce balenli sütyen ağrı mı yapar, yoksa yanlış seçim mi ağrıtır?
Ve erkek forumdaşlar, siz olsanız Ayşe’ye ne önerirdiniz?
“Balenin ergonomik açısını değiştir” mi derdiniz, yoksa “rahat ol, zaten güzelsin” mi?
---
Son Söz: Her Balenin Bir Hikâyesi Vardır
O gece Ayşe uyumadan önce balenleri bir kutuya koydu.
Her biri farklı bir dönemi temsil ediyordu:
İlk işe başladığı günkü sütyen, ayrıldığı sevgiliden sonra aldığı yeni takım, kendine yeniden “kadın” hissettiği o kırmızı olan…
Ve düşündü:
“Belki de acıtan şey balen değil, taşıdığım geçmiş.”
Gülümseyerek kutuyu kapattı.
Çünkü artık ne bedeni ne de kalbi baskı altındaydı.
---
Forumun güzel insanları, bu hikâyeyi okurken sizde de bir şey kıpırdadı mı?
Belki bir sütyen, belki bir hatıra, belki de bir farkındalık…
Yorumlarınızı yazın, birlikte konuşalım. Çünkü bazen bir cümle bile başka birinin ağrısını hafifletebilir.
Selam forum ahalisi

Bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum. Öyle sıradan bir hikâye değil; içinde biraz acı, biraz kahkaha, biraz da kadın olmanın karmaşık ama güzel hâlleri var. Belki okurken kendinizi göreceksiniz, belki de yanınızdaki birini…
Hazırsanız anlatmaya başlıyorum.
---
“O Gün O Sütyeni Giydim ve Hayatım Değişti”
Ayşe sabah aceleyle işe yetişmeye çalışıyordu. Dolabın kapağını açtı, bir anlık dalgınlıkla en köşede duran, yıllardır giymediği o balenli sütyeni aldı.
“Bugün biraz dik durayım,” dedi kendi kendine, “belki içim dışıma yansır.”
Ama günün ilerleyen saatlerinde o metal balen sanki bedenine değil, ruhuna saplandı. Her adımda, her nefeste içten bir sızı…
Saat öğleni geçtiğinde Ayşe masasında kıpırdanıyor, gizlice göğsüne baskı yapıyor, bir yandan da ofis arkadaşlarının fark etmemesi için çabalıyordu.
İşte o anda, yan masadaki erkek arkadaşlarından biri — adını Bora koyalım — göz ucuyla fark etti.
“Bir şeyin mi var Ayşe?” dedi, tipik erkek tavrıyla çözüm odaklı bir ses tonuyla.
Ayşe tebessüm etti: “Yok bir şey, biraz rahatsız oldum sadece.”
Bora hemen eline bir kalem aldı, bir şeyler çizmeye başladı. “Bak şimdi, basınç noktaları var ya, onlar kan akışını engelliyor olabilir. Şöyle yapacaksın…”
Kadınlar bilir, bu anlarda bir erkeğin “teknik açıklama” yapması hem tatlıdır hem sinir bozucu.

---
Erkeklerin Pratik Zekâsı: “Sök Balenleri, Yeniden Tak!”
Öğle arasında konu masaya geldi. Ayşe, derdini belli etmemek için gülerek anlattı:
“Balenli sütyen taktım, sanırım kaburga kemiğim bana dava açacak.”
Hemen masadaki erkek tayfa toplanıyor:
“Niye takıyorsunuz ki kardeşim?” diyor biri. “Rahat olun, kimse anlamaz!”
Diğeri hemen devreye giriyor:
“Bak şöyle yap, o demiri çıkar, sonra silikonla sabitle, yumuşak olur!”
Yani adamlar modacı mı, mühendis mi belli değil ama kesinlikle çözüm odaklılar.

Aralarında biri de, “Benim kız arkadaşım da bu sorunu yaşıyordu, internette bir video izlemişti, şimdi kendi balenini kendi takıyor!” diyerek teknolojik desteğini sunuyor.
Ayşe içinden geçirdi:
“Ah canım erkekler, sizde her şeye bir plan var ama kalp konforu için henüz Excel formülü yazılamadı.”
---
Kadın Dayanışması: “Canım, Onun Yeri Orası Değil”
Ofisteki kadın arkadaşlarından biri, Elif, hemen olaya dâhil oldu.
“Senin balenin yeri yanlış oturmuş,” dedi tecrübeli bir edayla.
Ayşe şaşırdı: “Nasıl yani, balenin de karakteri mi var?”
Elif gülümsedi: “Olmaz mı? Her balen farklıdır. Biri seni taşır, diğeri seni ezer.”
Bu söz Ayşe’nin içine işledi. Çünkü aslında konu sadece bir sütyen değildi.
Kimi zaman bizi taşıyacağını düşündüğümüz insanlar, durumlar, kararlar da öyle değil miydi? Başta destek gibi görünür, sonra canımızı acıtır.
Ayşe bir an durdu, aynaya baktı. “Ben neden bu kadar uzun süredir rahatsız olduğum şeyleri taşımaya devam ediyorum ki?”
---
Ofis Sohbetinden Hayat Dersi Çıkarmak
Elif devam etti:
“Bilenler bilir, balenli sütyen doğru oturursa dünyanın en konforlu şeyidir. Ama biraz kayarsa, bütün gün sana ‘yanlış yerdeyim’ diye bağırır.”
Ayşe içinden geçirdi:
“Hayat da öyle… Doğru oturmadığın yerde hep bir sızı kalıyor.”
O sırada Bora yine araya girdi, “Ben araştırdım, sporcu sütyenleri daha iyiymiş.”
Elif gözlerini devirdi, “Teşekkürler Bora, ama konu hissetmek, sadece fonksiyon değil.”
Forumdaki kadınların bu noktada yazacağı yorum belli olurdu:
“İşte erkeklerle fark burada: Onlar problemi çözer, biz hissi çözeriz.”

---
Eve Dönüş ve Ayna Karşısında Bir Farkındalık
Akşam eve döndüğünde Ayşe, sütyenini çıkarırken derin bir nefes aldı. Omuzlarından sanki yük kalktı. Aynaya baktı, baleni eline aldı.
“Seninle bir günüm bitti,” dedi gülerek. “Ama bana çok şey öğrettin.”
O anda karar verdi:
Ertesi gün balensiz bir sütyen giyecekti — hem fiziksel hem ruhsal olarak daha özgür hissetmek için.
Ve belki ilk defa, aynada gördüğü kadınla göz göze geldiğinde kendini olduğundan hafif hissetti.
Çünkü bazen küçük bir metal parçası, insanın kendini taşıma biçimini bile değiştirebiliyor.
---
Forum Ahlisi Ne Düşünüyor?
İşte bu hikâyeyi sizinle paylaşıyorum çünkü eminim birçok kadın Ayşe’nin yerinde oldu.
Kimi zaman o balen gibi rahatsız eden şeyleri “alışkanlık” sanıyoruz.
Bazen sevgilimiz, bazen işimiz, bazen de o dar sütyen.
Ama unutmamalı: Destek, sadece taşımakla değil, rahat hissettirmekle olur.
Şimdi sevgili forumdaşlar, size soruyorum:
Sizce balenli sütyen ağrı mı yapar, yoksa yanlış seçim mi ağrıtır?
Ve erkek forumdaşlar, siz olsanız Ayşe’ye ne önerirdiniz?
“Balenin ergonomik açısını değiştir” mi derdiniz, yoksa “rahat ol, zaten güzelsin” mi?

---
Son Söz: Her Balenin Bir Hikâyesi Vardır
O gece Ayşe uyumadan önce balenleri bir kutuya koydu.
Her biri farklı bir dönemi temsil ediyordu:
İlk işe başladığı günkü sütyen, ayrıldığı sevgiliden sonra aldığı yeni takım, kendine yeniden “kadın” hissettiği o kırmızı olan…
Ve düşündü:
“Belki de acıtan şey balen değil, taşıdığım geçmiş.”
Gülümseyerek kutuyu kapattı.
Çünkü artık ne bedeni ne de kalbi baskı altındaydı.
---
Forumun güzel insanları, bu hikâyeyi okurken sizde de bir şey kıpırdadı mı?
Belki bir sütyen, belki bir hatıra, belki de bir farkındalık…
Yorumlarınızı yazın, birlikte konuşalım. Çünkü bazen bir cümle bile başka birinin ağrısını hafifletebilir.
