EliteDizqn
Active member
İngiltere, İtalya, Finlandiya, Almanya ve Polonya’da 5 bin yetişkinin katıldığı araştırma, günler kısaldıkça ömür usulü ve beslenme seçimlerinin keyifsizlik üstünde tesirli olabileceğini saptadı.
Kahve Üzerine Bilimsel Bilgi Enstitüsü’nün (Scientific Information on Coffee – ISIC) yaptırdığı çalışma, yetişkinlerin neredeyse üçte birinin gündüz saatleri azaldıkça depresyon yaşadığını yahut artan seviyede keder (yüzde 28) hissettiğini tespit etti.
Independent Türkçe’nin haberine nazaran; araştırmaya katılanların 5’te biri (yüzde 21) günler kısaldıkça daha telaşlı hissettiğini, yüzde 24’ü konsantre olmakta zorlandığını ve yüzde 25’i antrenman yapma motivasyonunu kaybettiğini söylemiş oldu.
Ruh halindeki bu değişiklik çoklukla mevsimsel duygulanım bozukluğu olarak biliniyor. Bupa’ya nazaran bu bozukluk hayatlarının bir noktasında İngiltere’deki her 100 bireyden üçünü etkiliyor. Birleşik Krallık Ulusal Sıhhat Hizmeti’ne (NHS) göre ise sonluluk, olağan günlük aktivitelere ilgi kaybı ve güç eksikliğini de içeren belirtiler kışın daha besbelli.
İtalya’daki Catania Üniversitesi’nden araştırmacılar, uygun bir beslenme ve tertipli antrenman üzere ömür üslubu tedbirlerinin ruh halini iyileştirebileceğine dair evvelki bulguları gözden geçirdi.
KAHVE İÇTİKTEN daha sonra RUH HALLERİ DÜZELDİ
Araştırmacılar her 4 saatte bir 75 mg kafein (bir fincan kahveye eşdeğer) tüketmenin, gün boyunca ruh halinin daima olarak güzelleşmesiyle sonuçlanabileceğini buldu.
Kelam konusu bulgular sistemli kahve içmenin uyanık davranmayı artırabileceğini ve bilişsel davranışları güzelleştirebileceğini de gösterdi. ISIC’in yaptığı ankete katılan yetişkinlerin yüzde 20’si kahve içtikten daha sonra ruh hallerinin düzeldiğini hissettiklerini söylemiş oldu.
Ayrıyeten iştirakçilerin yüzde 29’u daha enerjik hissettiklerini söylerken, yüzde 21’i kahvenin daha uyanık hissetmelerini ve daha düzgün konsantre olmalarını sağladığını belirtti.
Catania Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hekim öğretim üyesi olan Giuseppe Grosso, kahvedeki mikro besinlerin kandan beyne geçebileceğini ve bedenin nöroinflamatuar reaksiyonuna ve beyinde yeni nöronların oluşumuna yardımcı olabileceğini gösteren deliller olduğunu söylemiş oldu.
Grosso “Kahve polifenollerinin kan-beyin bariyerini geçebildiğine, anti-nöroinflamatuar tesirler uygulayabildiğine ve hatta nörojenezi teşvik edebildiğine ve ötürüsıyla hem bilişsel tıpkı vakitte duygusal bozukluk riskinin azalmasına ön ayak olduğuna dair deliller var” dedi.
Kahve Üzerine Bilimsel Bilgi Enstitüsü’nün (Scientific Information on Coffee – ISIC) yaptırdığı çalışma, yetişkinlerin neredeyse üçte birinin gündüz saatleri azaldıkça depresyon yaşadığını yahut artan seviyede keder (yüzde 28) hissettiğini tespit etti.
Independent Türkçe’nin haberine nazaran; araştırmaya katılanların 5’te biri (yüzde 21) günler kısaldıkça daha telaşlı hissettiğini, yüzde 24’ü konsantre olmakta zorlandığını ve yüzde 25’i antrenman yapma motivasyonunu kaybettiğini söylemiş oldu.
Ruh halindeki bu değişiklik çoklukla mevsimsel duygulanım bozukluğu olarak biliniyor. Bupa’ya nazaran bu bozukluk hayatlarının bir noktasında İngiltere’deki her 100 bireyden üçünü etkiliyor. Birleşik Krallık Ulusal Sıhhat Hizmeti’ne (NHS) göre ise sonluluk, olağan günlük aktivitelere ilgi kaybı ve güç eksikliğini de içeren belirtiler kışın daha besbelli.
İtalya’daki Catania Üniversitesi’nden araştırmacılar, uygun bir beslenme ve tertipli antrenman üzere ömür üslubu tedbirlerinin ruh halini iyileştirebileceğine dair evvelki bulguları gözden geçirdi.
KAHVE İÇTİKTEN daha sonra RUH HALLERİ DÜZELDİ
Araştırmacılar her 4 saatte bir 75 mg kafein (bir fincan kahveye eşdeğer) tüketmenin, gün boyunca ruh halinin daima olarak güzelleşmesiyle sonuçlanabileceğini buldu.
Kelam konusu bulgular sistemli kahve içmenin uyanık davranmayı artırabileceğini ve bilişsel davranışları güzelleştirebileceğini de gösterdi. ISIC’in yaptığı ankete katılan yetişkinlerin yüzde 20’si kahve içtikten daha sonra ruh hallerinin düzeldiğini hissettiklerini söylemiş oldu.
Ayrıyeten iştirakçilerin yüzde 29’u daha enerjik hissettiklerini söylerken, yüzde 21’i kahvenin daha uyanık hissetmelerini ve daha düzgün konsantre olmalarını sağladığını belirtti.
Catania Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hekim öğretim üyesi olan Giuseppe Grosso, kahvedeki mikro besinlerin kandan beyne geçebileceğini ve bedenin nöroinflamatuar reaksiyonuna ve beyinde yeni nöronların oluşumuna yardımcı olabileceğini gösteren deliller olduğunu söylemiş oldu.
Grosso “Kahve polifenollerinin kan-beyin bariyerini geçebildiğine, anti-nöroinflamatuar tesirler uygulayabildiğine ve hatta nörojenezi teşvik edebildiğine ve ötürüsıyla hem bilişsel tıpkı vakitte duygusal bozukluk riskinin azalmasına ön ayak olduğuna dair deliller var” dedi.