Anne ve babalar dikkat: Çocuğunuzun karnesinde zayıf var ise… Karne günleri heyecanla beklense de, birtakım öğrenciler için durum tıpkı olmayabilir. Hatta endişe ve telaş dolu dakikalar olarak tanımlanabilir.
Derslerde başarılı olamayan öğrenciler, karne günleri aileleri tarafınca gorecekleri reaksiyonları düşünerek mutsuzluğa sürüklenebiliyor.
Çocuğunuzun notları ister düşük ister yüksek olsun, vereceğiniz reaksiyon onun gelecekteki hayatını olumlu ya da olumsuz etkileyebilir.
Birçok ebeveyn bu durumu göz önünde bulundurmadan çocukları yargılama ve suçlamaya girişebilir. Fakat uzmanlar çoğunlukla “karnede zayıf olan çocuklara davranış” konusunda ihtarda bulunuyor.
Pekala çocuğunuzun zayıf dersleri var ise ne yapmalı, nasıl davranmalısınız…
ÇOK REAKSİYONDAN KAÇININ
Bir karne, eğitim hayatının, muvaffakiyetin, mesleğin ne başlangıcı ne de sonudur.
Yani gerçek bir davranışında, uygun bir karne aldığında epey fazla yüceltilmemesi gerektiği üzere makûs bir karne almışsa da epeyce fazla yergide bulunmamak gerek.
DİSİPLİN MAKSADIYLA CEZALANDIRMAYIN
Disiplin koşul lakin zorla hoşluk de olmaz.
Çocuğunuzla hakikat irtibat kurarak neye muhtaçlığı olduğunu anlayın. Gerekirse çalışma sistemini değiştirmesini sağlayın. Fakat kesin kısıtlamalar ve cezalar bu noktada yapan olmayacak tersine daha fazla huzursuz ve gerilimli bir ortam yaratacaktır.
CÜMLELERİNİZİ SEÇİN
kimi vakit farkında olmadan ağzımızdan çıkan bir sözün tesiri, yıllar bile sürebiliyor.
Bilhassa de çocuğun kişiliğini zedeleyecek cümleler kurulması özgüven eksikliğine ve buna bağlı olarak da ikinci periyoda motivasyonu düşük girecek öğrenci üzerinde baskı hissedeceği için daha epeyce yanlışa sürüklenecektir.
KIYASLAMAYI DENEMEYİN
Küçük yaşlardan itibaren çocuklar içinde yapılan kıyaslamalar, ileride büyük aksiliklere niye olur. Kıyaslanarak aşağılanan çocuklar özgüveni yetersiz bireylere dönüşür. Başarılı akranlarıyla muhakkak kıyaslamayın. “O çocuğun karnesi daha hoş, şu çocuk daha düzgün not almış…” dediğiniz buna emsal kıyaslamalar çocuğunuza yetersizlik hissi verir. Bu da ileride aşağılık kompleksine niye olur.
HERKESİN MUVAFFAKİYET KAVRAMI FARKLIDIR
Karnesi ‘pek iyi’lerle dolu olmayan, kırık not getiren kimi çocuklar maalesef bu “başarızlığın” bedelini tenkit, hakaret, ceza, kıyaslama ve hatta fizikî şiddetle ödemek zorunda kalabiliyor.
Burada birinci açıklığa kavuşturmamız gereken şey muvaffakiyet kavramı. Başarıyı her vakit bir boyut üzerinde ve ortasında bulunduğu bağlam dahilinde kıymetlendirmek gerekiyor. Unutulmaması gereken bir öteki nokta da muvaffakiyet seviyesinin değişebilirliği.
Yani; bir derste yahut bir alanda başarılı olan bir öğrencinin her alanda ve her şartta birebir başarıyı sergileyeceği üzere mutlak bir beklenti içine girmek çok yanlışlı.
Derslerde başarılı olamayan öğrenciler, karne günleri aileleri tarafınca gorecekleri reaksiyonları düşünerek mutsuzluğa sürüklenebiliyor.
Çocuğunuzun notları ister düşük ister yüksek olsun, vereceğiniz reaksiyon onun gelecekteki hayatını olumlu ya da olumsuz etkileyebilir.
Birçok ebeveyn bu durumu göz önünde bulundurmadan çocukları yargılama ve suçlamaya girişebilir. Fakat uzmanlar çoğunlukla “karnede zayıf olan çocuklara davranış” konusunda ihtarda bulunuyor.
Pekala çocuğunuzun zayıf dersleri var ise ne yapmalı, nasıl davranmalısınız…
ÇOK REAKSİYONDAN KAÇININ
Bir karne, eğitim hayatının, muvaffakiyetin, mesleğin ne başlangıcı ne de sonudur.
Yani gerçek bir davranışında, uygun bir karne aldığında epey fazla yüceltilmemesi gerektiği üzere makûs bir karne almışsa da epeyce fazla yergide bulunmamak gerek.
DİSİPLİN MAKSADIYLA CEZALANDIRMAYIN
Disiplin koşul lakin zorla hoşluk de olmaz.
Çocuğunuzla hakikat irtibat kurarak neye muhtaçlığı olduğunu anlayın. Gerekirse çalışma sistemini değiştirmesini sağlayın. Fakat kesin kısıtlamalar ve cezalar bu noktada yapan olmayacak tersine daha fazla huzursuz ve gerilimli bir ortam yaratacaktır.
CÜMLELERİNİZİ SEÇİN
kimi vakit farkında olmadan ağzımızdan çıkan bir sözün tesiri, yıllar bile sürebiliyor.
Bilhassa de çocuğun kişiliğini zedeleyecek cümleler kurulması özgüven eksikliğine ve buna bağlı olarak da ikinci periyoda motivasyonu düşük girecek öğrenci üzerinde baskı hissedeceği için daha epeyce yanlışa sürüklenecektir.
KIYASLAMAYI DENEMEYİN
Küçük yaşlardan itibaren çocuklar içinde yapılan kıyaslamalar, ileride büyük aksiliklere niye olur. Kıyaslanarak aşağılanan çocuklar özgüveni yetersiz bireylere dönüşür. Başarılı akranlarıyla muhakkak kıyaslamayın. “O çocuğun karnesi daha hoş, şu çocuk daha düzgün not almış…” dediğiniz buna emsal kıyaslamalar çocuğunuza yetersizlik hissi verir. Bu da ileride aşağılık kompleksine niye olur.
HERKESİN MUVAFFAKİYET KAVRAMI FARKLIDIR
Karnesi ‘pek iyi’lerle dolu olmayan, kırık not getiren kimi çocuklar maalesef bu “başarızlığın” bedelini tenkit, hakaret, ceza, kıyaslama ve hatta fizikî şiddetle ödemek zorunda kalabiliyor.
Burada birinci açıklığa kavuşturmamız gereken şey muvaffakiyet kavramı. Başarıyı her vakit bir boyut üzerinde ve ortasında bulunduğu bağlam dahilinde kıymetlendirmek gerekiyor. Unutulmaması gereken bir öteki nokta da muvaffakiyet seviyesinin değişebilirliği.
Yani; bir derste yahut bir alanda başarılı olan bir öğrencinin her alanda ve her şartta birebir başarıyı sergileyeceği üzere mutlak bir beklenti içine girmek çok yanlışlı.