90 günlük prim süresi tamamlanmayan sigortalı rapor parası alabilir mi ?

Cansu

New member
**90 Günlük Prim Süresi Tamamlanmayan Sigortalı Rapor Parası Alabilir Mi? Toplumsal Cinsiyet, Irk ve Sınıf Perspektifinden Bir Değerlendirme**

Sigortalı çalışanların, hastalık veya iş kazası gibi durumlar nedeniyle rapor alması, sağlık sigortası ve iş güvencesi gibi temel haklardan yararlanmaları açısından önemli bir konu oluşturmaktadır. Ancak, prim ödeme süresinin 90 gününü tamamlamayan bir sigortalının rapor parası alıp alamayacağı sorusu, Türkiye'deki sosyal güvenlik sisteminin karmaşık yapısının ötesinde, toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal faktörlerle de yakından ilişkilidir. Bu makale, bu karmaşık soruyu sosyal yapıların etkisiyle ele alırken, kadınların toplumsal rollerine ve erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımlarına odaklanacaktır.

### Sosyal Güvenlik Yasaları ve Prim Süresi Zorunluluğu

Öncelikle, 90 günlük prim ödeme süresi konusu, Türkiye’de sosyal güvenlik kapsamında düzenlenmiş bir kuraldır. Sigortalının rapor parası alabilmesi için son 1 yıl içinde en az 90 gün prim ödemesi yapmış olması gerekmektedir. Bu kural, bireylerin sağlık sigortası ve iş kazası gibi durumlar karşısında sosyal güvenceye sahip olmalarını sağlamak için belirlenen bir eşiktir. Ancak, 90 gün prim ödeme süresi tamamlanmayan bir sigortalı, rapor parası alamaz.

Fakat bu kuralın uygulanması, sadece sigortalının hakları ile ilgili bir durumdan ibaret değildir; aynı zamanda bu yasal çerçeve, çalışanların iş güvenceleri ile ilgili toplumsal eşitsizliklerin de bir yansımasıdır. Özellikle kadınlar, düşük ücretli, güvencesiz ve esnek çalışma koşullarında daha fazla yer almakta, bu durum da onların sigorta primlerini ödeme süresi üzerinde doğrudan etkili olmaktadır.

### Kadınların Toplumsal Rollerinin Etkisi ve Sosyal Yapılar Üzerindeki Yansıması

Kadınlar, çoğu zaman toplumsal olarak “bakım” ve “aile” rollerine atfedilen yükümlülükler nedeniyle, iş güvencelerinden ve sağlık sigortalarından tam anlamıyla faydalanamıyorlar. Kadınların, iş güvencesine sahip olamayacak şekilde, geçici ya da part-time işlerde daha fazla yer alması, onların sigorta primlerini ödeme süresinin tamamlanmamasıyla sonuçlanmaktadır. Örneğin, kadınlar genellikle evde çocuk bakımını üstlendiği için iş güvencesiz, sigortasız ve esnek çalışma biçimlerinde daha fazla yer almaktadır. Bu durum, onların hem sağlık haklarını hem de sosyal güvenlik haklarını zayıflatmaktadır.

Kadınların çalışma hayatındaki bu ayrımcı yapılar, sadece sigorta primleri ile sınırlı kalmaz. Aynı zamanda iş kazaları veya hastalık durumlarında sigorta primlerinin yetersizliği nedeniyle, kadınlar bazen rapor parası gibi temel haklardan faydalanamayabilmektedir. Özellikle düşük gelirli ve geçici işlerde çalışan kadınlar, 90 gün prim ödeme süresini tamamlayamamakta ve bu durum, onları sağlık sigortası gibi çok temel haklardan mahrum bırakmaktadır.

Kadınların yaşadığı bu toplumsal eşitsizliklerin, rapor parası gibi haklardan dışlanmalarına yol açtığı göz önünde bulundurulduğunda, sosyal güvenlik sisteminin toplumsal cinsiyet perspektifinden yeniden gözden geçirilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.

### Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı ve Sistemsel Sorunlar

Erkeklerin genellikle çözüm odaklı ve analitik bir yaklaşım benimsemesi, bu tür sosyal güvenlik sorunlarını daha sistematik bir biçimde ele almasını sağlar. Erkekler, genellikle sigorta primlerini ödeme yükümlülüklerini yerine getirmek ve bu tür sorunlarla ilgili hızlı bir çözüm bulmak konusunda daha fazla çaba sarf etmektedir. Ancak, çözüm arayışları çoğu zaman sistemin dayattığı sınırlar içinde kalmaktadır.

Bu bağlamda, erkeklerin odaklandığı çözüm önerileri genellikle “prim ödeme sürelerini nasıl tamamlarım” gibi bireysel bir bakış açısıyla sınırlıdır. Fakat bu bakış açısı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini göz ardı ederek, genellikle kadınları, düşük gelirli çalışanları ve geçici işlerde çalışanları görmezden gelmektedir. Erkeklerin sistemdeki çözüm odaklı yaklaşımları, çoğu zaman toplumsal eşitsizlikleri çözmeye yönelik daha geniş bir çerçeve sunmaktan ziyade, mevcut yasaların ve kuralların etrafında şekillenmektedir.

### Irk ve Sınıf Faktörlerinin Etkisi

Sosyal güvenlik haklarının kullanılmasındaki en büyük engellerden biri, ırk ve sınıf farklarıdır. Çoğu zaman, düşük gelirli işçiler ve özellikle göçmen işçiler, primlerini düzenli bir şekilde ödeme fırsatına sahip olamamakta, bu da onları sigorta primlerini tamamlayamayan kesimler arasında yer almaktadır. Bu bireyler, çalıştıkları işlerde genellikle düşük ücretler alırken, prim ödeme sürelerini tamamlamakta da zorluk yaşamaktadırlar.

Özellikle, göçmen işçiler ve düşük gelirli işçiler arasında, rapor parası alamama gibi sosyal güvenlik haklarına dair ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu noktada, sadece sigorta primi değil, aynı zamanda çalışma koşullarının düzeltilmesi, iş güvencesinin arttırılması ve sosyal güvenlik sisteminin adil bir şekilde işlemesi gereklidir. Irk ve sınıf faktörleri de, bu sorunun çözülmesinde önemli bir engel teşkil etmektedir.

### Sonuç: Çözüm İçin Toplumsal Bir Bakış Açısı Gerekli

Sigortalıların rapor parası alabilmesi için gerekli olan 90 günlük prim ödeme süresinin tamamlanmaması, sosyal güvenlik sisteminin işleyişiyle doğrudan ilişkilidir. Ancak, bu durum, sadece bir yasal sorun değil, aynı zamanda toplumsal eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin bir yansımasıdır. Kadınların iş güvencesizliği, erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımları, ırk ve sınıf faktörleri bu sorunun farklı boyutlarını oluşturmaktadır. Toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi faktörlerin sosyal güvenlik sistemine etkisini göz ardı etmeden, adil bir çözümün bulunması, yalnızca sigortalı çalışanların değil, tüm toplumun yararına olacaktır.

Yorumlarınızı ve deneyimlerinizi paylaşarak bu konuda hep birlikte çözüm yolları üretmek, sistemdeki adaletsizliklerin ortadan kaldırılması için önemlidir.